anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 23  
»Bugün 354  
»Toplam 14035419  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 13.58.121.131
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

MATEMATİĞİ NEDEN SEVMİYORUZ, NASIL SEVERİZ?

İsmet KADIOĞLU

16 Aral?k 2013, 23:49

İsmet KADIOĞLU

MATEMATİĞİ NEDEN SEVMİYORUZ, NASIL SEVERİZ?

 

Matematiği sevmek zorunda mıyız, matematik insanlara ne kazandırır ve neler öğretir?

 

Matematik nedir neye yarar: Matematik, Ahmet’in dersten çıkınca, dost doğru hatasız bir şekilde evine gitmesine yarar. Matematik, yolda giderken, belediyenin açık bıraktığı çukura düşmemeyi öğretir. Matematik, yolda yürürken, bir yerlere, elektrik direğine çarpmamayı öğretir. Matematik, komşumuz karı koca arası kavgalı haldeyken onları nasıl barıştırılacağını öğretir. Matematiği iyi olan kişi, onların problemlerinin nasıl kolay çözülmesi gerektiğini bilir. Matematik problem çözmeyi öğretir. Matematik düşünmeyi öğretir. Hem de DOĞRU DÜŞÜNMEYİ öğretir. Her insan; MATEMATİKSEL DÜŞÜNMEYE sahip olmalı, her problem çözmede matematikçe düşünmeye sahip olmalı.

 

Prof. Oktay Sinanoğlu, fizik profesörü. İlahiyat Fakültelerinin eğitim öğretim kalitesinin arttırılması ve daha kaliteli din adamı yetiştirmek için, fakültenin programına matematik dersi konmalıdır diyor. Din adamı, matematiksel düşünmeye sahip olmalıdır diyor..

 

Prof. Dr. Davis ve Prof. Koonz’a göre, matematiksel düşünme, “Bir problem üzerinde bağımsızca, farklı şekillerde çözüm yolları bulmaya çalışma”dır diyorlar. Eğer çocuk bu düşünceyi erken yaşlarda kazanırsa, gerek eğitim hayatında, gerekse iş hayatında, karşısına çıkan engelleri aşmada daha başarılı olacaktır diyorlar.

 

Tüm planlarımız, matematiksel düşünceyle yapılmakta. Farkında olmadan, matematikle yatıp kalkıyoruz. Günlük hayatımızda sayıları o kadar kullanıyoruz ki… “5” gibi buluşalım, baba bana gelirken “2” tane sakız al… Matematiksel düşünce, toplama çıkarma değil, düşünme, hem de doğru düşünmedir. Doğru düşünebilmek için de, inceleme yapılır, analiz edilir, yerine göre somutlaştırılır, yerine göre de soyutlaştırılıp çözüm yolları bulunur. Matematik, insan hayatının bir parçası ve en önemlilerindendir.

 

Çocukların ben yapamam dedikleri problemlerde “İstersen bir düşün sana göre nasıl çözülebilir” gibi sorularla, o problem üzerine dikkatini çekebilmeliyiz.

 

Prof. Dr. Davis, anaokulu öğrencilerine sormuş, “6 tane kurabiyen var, arkadaşınla nasıl paylaşırdın?” Çocuk adil davranmış “3 ona 3 bana” demiş. “Peki başka nasıl paylaşırdın?” diye sormuş. “4 bana 2 ona.” “Başka?” “6 bana sıfır ona.” “Başka?” Kurabiyenin bir tanesini bölmüş, “yarım ona 5,5 bana” demiş. Bu cevap çok ilginç değil mi? Çocuğa sunulan bu hareket, ona fırsat vermektedir. Başka çözüm yolları bulabileceği düşüncesi verildiğinde çocuk kendi yöntemleriyle problemi çözebiliyor. “Sen ne düşünüyorsun?” “Başka farklı çözüm var mı?” şeklindeki sorularla, çocukların farklı düşünce ortaya koymalarına fırsat vermeliyiz.

 

Tabi bu tür davranışlar, okula gitmeden, aile içinde başlamak üzere, ilköğretim ağırlıklı ve lisede de bu şekilde davranıp, matematiğin zor olmadığını, yapılabilirliğini gösterip, çocuğa sevdirmeliyiz. İşte o zaman, matematik dersi, konuları biriktirmeden, günlük çalışarak sevilebilir.

 

Matematik dersinin sevilmemesinin nedenlerinden biri, klasik anlayışla öğretilmeye çalışılmasıdır. Oyunlar ve ilgisini çeken sorular sorarak sevdirebiliriz. Kavramları, soyuttan somuta dönüştürerek. Çocukların birbirleriyle konuşmalarına fırsat vererek sevdiririz.

 

Sevilmek zorunda ve durumunda olan bu ders neden sevilmez:

 

Çocuklar sayılarla geç karşılaşıyorlarsa…

 

 Sayısal sonuçlar kendilerini iyi hissettirmiyorsa…

 

Aile içindeki para ile ilgili sonuçlarla sürekli çatışma çıkıyorsa…

 

Aile sosyal değerleri anlatırken sayıları değil de az, çok gibi kelimeleri kullanıyorsa, matematiğin sevilmesi kolay değildir.

 

Küçük yaşta, rakamlar ve matematikle arası iyi olan çocuklar gelecekte zorlanmıyorlar.

 

Çocukların matematiği yapması değil, sevmesi de şart.

 

Matematik bilimi, insanın doğasında olup, ilk kez düşünmeye başladığı andan itibaren, farkında olmasa dahi kullandığı ve her kullandığında da geliştirdiği bir düşünce sistemidir.

 

Matematik zekâyı kullanmayı öğreten, sonuca varabilmenin farklı yollarını gösteren bir bilimdir.

 

Matematik dersinin sevilmemesinin en büyük nedenlerinden biri, matematik korkusudur. Matematik bu kadar öneme sahipken, birçok insan, bu dersin adını okuyunca çekinir ve ne kadar zor bir ders olduğundan bahseder. Matematik korkusu, okul ödevlerini yapmamakta kullanılan bir yöntem değildir. Bu korku, matematikle uğraşmamak uğruna ortaya konan bir psikolojik tepkidir. Matematik korkusu, kişinin, matematik yeteneklerinin ortaya çıkışını ve gelişmesini engeller. Birçok öğrencinin çektiği sıkıntı, bu korku yüzündendir. Bu korkuya sahip olmamak için okul öncesi ve ilköğretimden itibaren uğraşılmalıdır.

 

Matematik korkusu, sebepsiz bir fobidir. Özel durumlar ve olaylar karşısında tepki olarak oluşan sebepsiz korku. Bu matematik korkusu öğrencilikte kazanılıyor. Fobiler, bir büyüğün, fareden ve örümcekten korkmasının ardında, çocuğun da bundan korkması gibi, duygusal şekilde öğrenilir. Matematik korkusu da böyle kazanılıyor.

 

Matematik korkusu okulun ilk yıllarında kazanılır. Öğretmenler ve diğer insanlar, öğrencilere ileriki hayatlarında matematik yeteneğinin önemini anlatırken, aynı zamanda da zorluğunu ve korkulmasını, çekinilmesi gereken bir ders olduğunu söylerler. Yine sevilmemesinin sebeplerinden birisi de, öğrencinin öğretmeni anlayamamasıdır. Öğretmen dersi öğrencinin anlayabileceği dilden anlatması gerekir. Başka bir sebep de, toplumda, matematiğin, zekâ ölçü birimiymiş gibi, zeki olanların matematiği yapabilir şeklinde ifade edilmesidir. Zamanla öğrenci kendinin zeki olmadığını kabullenmekte, kendini başarısız görmekte veya matematik konusunda kendinin yeteneğinin olmadığına inanmakta. Bir diğer sebepte, öğrenciler öğrendiklerini, anlamadan, mantığını ve felsefesini kavramadan ezberleyerek, akıllarında tutmaya sevk ediliyorlar. Kısa bir süre sonrada özümsenmemiş, analiz ve sentezi yapılmamış bilgiler unutuluyor. Öğrenciye okula başladığı ilk yıllarda matematik sevgisinin kazandırılması, ileriki dönemlerde önemli sonuçlar verecektir. Bu konunun sorumlusu eğitim planlayıcısı ve eğitimcilerdir.

 

Hoş kalın.

 

İsmet KADIOĞLU

Bu haber 15101 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    Ramazan bayramına doğru09 Nisan 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir