anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 98  
»Bugün 669  
»Toplam 13991259  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 34.207.178.236
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

IMF VE TÜRKİYE

İsmet KADIOĞLU

01 Haziran 2013, 20:48

İsmet KADIOĞLU

                    IMF VE TÜRKİYE

 Banka:

Banka dendiğinde hepimizin aklına para gelir. Bankanın çalışma alanının konusu, düzenli bir şekilde kredi almak ya da kredi vermektir. Bir ekonomi kuruluşudur. Bankayı şöyle de tanımlayabiliriz: Faizle para alıp veren, kredi, ıskonto, kambiyo işlemleri yapan, kasalarında para, değerli belge, eşya saklayan ve diğer ekonomik etkinliklerde bulunabilen bir kuruluştur.  

Bankacılık sektörünün gelişimi para kavramının farklılaşmalarına paralel olmuştur.

Dünyada tam anlamıyla bankacılık etkinliğini gösteren ilk banka 1609 yılında kurulan Amsterdam Bankasıdır. Amsterdam, Hollanda’nın başkentidir. Daha sonra bunun arkasından 1637’de Venedik Bankası kurulmuştur. Venedik, İtalya’nın kuzeyinde bir şehirdir. 

Türkiye’de ise İstanbul’da 1847’de İstanbul Bankası adıyla kurulmuştur. 

Bankalar; birikimi olan kişi ve kuruluşlardan mevduat alarak topladıkları fonları, kredi talebinde bulunan kişi ve kuruluşlara aktararak aracılık ederler. Paranın ihtiyacı olmayandan ihtiyacı olanlara aktarılması aracılığını yaparlar.

 

IMF nedir? 

IMF, “İnternational Monetary Fund” ifadesindeki kelimelerin başharflerinin yan yana getirilmesiyle oluşmuş bir kısaltmadır. Türkçe “Milletlerarası Para Fonu” demektir. Benim anladığım da bu kuruluşa üye olmuş devletlere borç para veren, ama verdiği borcun geri dönüşümünü sağlamak için, o ülkenin ekonomisinin nasıl yönetileceğini kısmen kendi kontrolünde tutan bir bankacılık sistemidir. IMF, günümüzün “borca dayalı küresel para sistemi” içerisindeki bir kurum olarak kabul ediliyor. 

IMF, borç verdiği ülkeyle Stand-by ismi verilen bir anlaşma yapmakta. Bu anlaşmaya göre, borç verdiği ülkede bazı ekonomik konuları takip etmektedir. IMF, küresel ekonomiyi ve üye ülkelerin ekonomilerini izleyerek, ödemelerde zorlanan ülkelere borç vererek ve buna dayalı pratik yardımlarda bulunarak uluslararası sistemde istikrarın sağlanmasına yardımcı olmaktır deniyor. 

IMF nasıl kuruldu? 

Birinci ve ikinci dünya savaşları sonrası ülkeler arası ekonomi meseleleri bozulmuştu. Özellikle Avrupa devletlerinin ekonomik meselelerinin bozulmasının aksine savaşlar, ABD’nin ihracatını, altın stoklarını arttırmış ve ekonomisi bozulmuş devletlere yardım yapabilecek tek ülke haline getirmişti. Elindeki bu parayı çalıştırmak yani para ile para kazanmak için Avrupa devletlerine mali müesseseler kurup yardım yapmayı düşündü. İşte ABD’nin aracılığı ile 1944yılında 44 devletin iştirakıyla “Milletlerarası Para Fonu” ve “Dünya Bankası” kurulmuştur. Kısa vadeli borçları, IMF verip milletlerarası ticaretin daralmasını önleyecekti. Dünya Bankası da uzun vadeli yatırım kredileri vererek ve savaş sonrası Avrupa ülkelerinin yani üyelerinin yeniden imarını sağlamış olacaktı. 

Her iki kurumun sermayesinin önemli bir kısmı ABD tarafından temin edilmiştir. Yani ABD elindeki parasını faize verip kazanacaktı. Ama verdiği borcun da o ülke tarafından nasıl kullanılacağı hususunda da müdahale edebiliyordu. Bağımlılık, bir nevi vesayet altında müdahaleci bir ekonomiye sahip olmak. Davul sende tokmak başkasında.  

IMF, 1944 yılında ABD’nin New Hampshire eyaletindeki Brettonwoods’da kurulmuş, 1947’de faal çalışmaya başlamıştır. Kurumun merkezi, ABD’nin başkenti Washington’dadır. 

IMF, borç verdiği ülkelerde, istihdam, üretimin belirli bir seviyeye ulaşması, kendine göre ülkelerin gelişim hızının artması gibi kontrollere sahiptir. 

IMF ve Türkiye 

Türkiye IMF’ye 1947’de İsmet İnönü döneminde üye oldu. 1958’de de Adnan Menderes’in Başbakanlığı döneminde ilk borç alındı. Koşullu anlaşma denen Stand-by anlaşması da ilk defa 1961’de Cemal Gürsel’in imzasıyla oldu. Bu imzadan sonra IMF’li dönem devam etti. 1970 den 1980’e kadar bir IMF’siz dönem var. 1984’ten 1994’e kadar da ara veriliyor. 1994’te Çiller döneminde, 5 Nisan kararları ve sonrasında yine IMF’nin devreye girdiğini görüyoruz. Türkiye 2005’te Ak Parti hükümetiyle anlaşmalar sürecini devam ettirdi. 

Eski Devlet Bakanı Kemal Derviş’in imzaladığı 18. Stand-by anlaşmasını devam ettirmek 2002 yılından itibaren Ak Parti hükümetine kaldı. Ak Parti 2005 yılında 3 yıllık 19. Stand-by anlaşmasını imzaladı. 2008 yılında da IMF ile anlaşma yapmama kararı aldı. 66 yıllık üyelik, 52 yılda 19 anlaşma. Türkiye 52 yıldır süren anlaşmalarla IMF’den 50 milyar dolara yakın kredi aldı. Bunun 35 milyar doları son 3 anlaşma dönemine aittir. 2005 yılında 10 milyar 247 SDR’ye, 2008 yılında 5 milyar 534 SDR’ye, 200 yılında 3 milyar 654 SDR’ye, 2011 yılında da 1 milyar 874 milyon SDR’ye kadar borç geriledi. Türkiye’nin Ocak 2013 itibarıyla IMF’ye 19. Stand-by’dan kalan borcu 562 milyon SDR (yaklaşık 860 milyon dolar) kadardı. 

14 Mayıs’ta da IMF’ye olan kredi borcunun son taksitinin transferi, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın TCMB Ankara şubesinde gerçekleştirdi. Babacan’ın tuşa basmasıyla ikisi dolar, ikisi avro olmak üzere 4 ayrı transferle IMF’ye son taksit ödenmiş oldu. 

Türkiye’nin borcunun ödenmesi yanında bundan sonra IMF’ye borç verebilecek ülkeler grubuna girdiğimizi, Babacan açıkladı. “Toplamda 5 milyar dolarlık taahhütte bulunduk. Bundan sonra buradan bir transfer yapmamız gerekirse borç ödeme transferi değil, IMF’ye kredi transferi olacak. Onunla ilgili Merkez Bankası Başkanımız Erdem Bey(Başçı) IMF ile müzakereleri yürütüyor. Bu müzakerelerdeki teknik detaylar tamamlandıktan sonra ihtiyaçları olduğu zaman bize başvuracaklar. “İhtiyacımız var” diye yazılı bilgi verecekler. Biz de kredi dilimini serbest bırakacağız.” diye konuştu. 

Kişilerin, ailelerin, kurumların, ülkelerin ve Türkiye’nin borçsuz olması, herhalde herkesin istediği bir durumdur. Ekonomik bağımsızlık ve her türlü bağımsızlık ne güzel. 

Üstelik paramız var, ihtiyaçlılara borç verebilmek güzel olanı. Ne mutlu Türkiye Cumhuriyetine, devletimize. Ne mutlu bu günlere. 

Hoş kalın. 

İsmet KADIOĞLU

Bu haber 1916 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    NE OLDUYSA BİZE, AZAR, AZAR OLDU26 Ocak 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir