anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 22  
»Bugün 181  
»Toplam 14035246  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 18.191.202.45
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

"YAĞMURA ŞEMSİYE"

İsmet KADIOĞLU

09 Ocak 2013, 20:38

İsmet KADIOĞLU

             Bugünkü yazımda, şekil olarak gördüğüm insan tiplerinden bahsedeceğim.

            Sabahleyin evden çıkıyorum, koşarak ya da hızlı bir şekilde metro durağına gidiyorum. Durakta metroyu bekleme zamanı çok az. Metronun kapıları kapandı ve binemediyseniz 3 dakika sonra metro geliyor, biniyorsunuz ve dört durak sonrasına beş dakikada ulaşıyorsunuz. Muhteşem bir toplu taşıma aracı. Şişli –Mecidiyeköy durağında metroya binebilmeniz için yürüyen merdivenlerden inmeniz gerekiyor. 7-8 Katlı apartmanın yüksekliğinde bir derinliğe iniyor, metroya öyle biniyorsunuz. Metroya bindikten sonra ulaşmanız gereken yere gidişinizde, her durağa gelmeden önce ve gelince durağın isminin söylenmesi insana bir başka keyif veriyor. O derinlik, o muhteşem yolları yapmak… Allah devletimize zeval vermesin. Amin.

            Üç dakikalık metroyu bekleme süresinde, etrafı gözetliyorum, köstebek yuvasından köstebek çıkar gibi çıkan insanlar, sel gibi akarak bekleme salonu yüzlercesi ile doluyor.2-3 dakika bekleme süresinde o kalabalığı izlemeye alıyorum. Çok az yerde rastladığın, sanki sadece İstanbul’da olan insan tipleri…

            Ayağında kalın tabanlı, ayak boğazını kavramış, üzerinde bir sürü bağı olan, gösterişli ve de markalı, sanki kişiyi diğer insanlardan bir kat yukarda gösteren, spor ayakkabı. Ayakkabının hafif üstünü örtmüş kadife pantolon. Üzerinde haki yeşili mont. Kirli sakalın biraz büyüğü ama hafif ak düşmüş sakal. Dağınık ve bakımsız duran, ona da ak düşmüş saç… İşte bu adam 60 yaşlarında gözüküyor. Kıyafet bu, ama bakımlı gözükmüyor. Bakımsız ve kirli el yüz görünümü onu rahatız etmiyor. Zira o Anamur’da yaşamıyor, İstanbul’da yaşıyor.  

            Metro geliyor ve hızlı bir şekilde hareket ediyor ve bir koltuk kapıyorum. Sağım solum ve karşımda bayanlar oturuyor. Ve oturanların birçoğu bayan. Bayanların oturur konumu kendiliğinden oluşuyor. İşte yanımdaki her iki bayan, hatta onun ilerisindeki ve karşımdaki bayan, ağızlarında cakgıdık cakgıdık sakız çiğniyorlar. Hiç rahatsızlık duymadan. Kıyafet olarak çok düzgün olan da spor olan da kapalı olan da aynı şeyi yapabiliyor. Burası İstanbul.

            Metrodan iniyorum, yer altından üstüne çıkar çıkmaz, sigarasını yakan bayan.  Çorap yerine midir pantolon yerine midir, ayağında tayt tipi giyecek var. Kısa siyah mont üzerinde. Sigarasını tüttürerek yoluna devam ediyor. Burası İstanbul; sağım solum söbe.

            Bu arada, hava yağmurlu. Metrodan çıkar çıkmaz, karşınıza elinde açılmış şemsiye ile duran adam. Şemsiyelerini, derince bir kutuya doldurmuş, bağırıyor “Yağmura şemsiye”. Hava yağmurlu zaten ve yağmur için şemsiye lazım. Bu bir kişi de değil. Böyle kaç kişi şemsiye satıyorsa, “yağmura şemsiye” diye bağırıyor belki de dakikada en az beş kere bu sözü söylüyor. Sanki o havada ve orda başka bir amaç için satılan şemsiye varmış gibi, ”yağmura şemsiye.”

            Eşarplı, hem de alnından saçının görülmemesi için bone takmış. Diz altına kadar uzun kot elbisesi var. Kışlık spor çorap ve spor ayakkabı ayağında. Sabahın yedisinde. Tam karşıma geldiği anda sigarasını da yakıp yoluna devam eden bayan. Demek ki burası bunu da götürüyor.

            Başka rastladığım bir model(tip); saçları omzunda, arkadan baktığında bayan sanılabilen adam. Kulağı küpeli. Top sakal. Kot pantolon ve markalı spor ayakkabı. Markasız bize yakışmaz. Belki işe yetişecek ve koşuyor. Koşmakta serbest. Ayıp yok. Herkesin zamanı yok. Anamur’da ki gibi harca harca bitmiyor zamanına hiç kimse sahip değil. Tespih elinde, bir sağa bir sola adım atarak yürüme zamanı değil. İnsanlar böyle bir lükse sahip değil. Burası İstanbul. Belki de o bahsettiğim insanlar, İstanbul’da yıkılmadım ayaktayım diyebilmek için ikinci bir işte de çalışıyor.

 

Siyah takım elbise, içinde beyaz gömlek ve kırmızı kravat giymiş adam. Ayağında en kral iskarpin ayakkabı var. Normal saç tıraşı olmuş taralı ve bakımlı, hızlı hızlı işine saatinde varabilmek için yürüyen adam. Zamanı yok ve acelesi var insan tipini de izledim tabi.

Tesettürlü, hızlı hızlı ve dik adımlarla yürüyen zengin duran kıyafete sahip bayanlara da rastlıyorsunuz. İstanbul’da her türlü düşüncede ve yaşta kişiler evin geçimini sağlayabilmek için çalışması gerektiğini biliyor. Ve herkes çalışıyor. Hele hele bayanlar elin oğluna muhtaç olmamak için çalışılması gerektiğini biliyor ve herkes çalışıyor. İstanbul’un taşı toprağı altın, çalışmak isteyene de iş var kardeşim.

On dört milyonluk İstanbul, o kadar geniş o kadar geniş ki kalbinde gönlünde her türlü insana yer var ve her tip insanı kabul ediyor, ret etmiyor. Mevlana’nın her türlü insanı gönlünde, yanında görmek istediği gibi.

İstanbul’u güzel bir yerleşim yeri haline getiren ya da gelmesinde yardımcı olan tüm idarecilerimizden Allah razı olsun.

Bu yazımın devamında kişilik olarak farklı insanlara da yer vermek istemiştim ama yer kalmadı diyerek, kişilik olarak farklı insan tiplerini bir sonraki yazıma bırakıyorum.

             Hoş kalın. 

İsmet KADIOĞLU

Bu haber 2043 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    Ramazan bayramına doğru09 Nisan 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir