anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 27  
»Bugün 1122  
»Toplam 14034441  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 18.118.184.237
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

EVLİLİK SERÜVENİ

Fatma ÖZDENİZ

19 Mart 2017, 20:16

Fatma ÖZDENİZ

                                EVLİLİK SERÜVENİ

Evlilik yasal olarak bir bayan ve bir erkeğin aynı evde yaşamasıdır. Tabi ki yasal olmayan birliktelikler de var.

Duygular harekete geçince herhalde yasa, kural ve toplum baskısı tanımıyor.

Evliliğe söz, nişan ve nikah işlemleri ile adım atılır. Başlangıçta haz verici güzel günler yaşanır. Hem eşler arasında hem de aileler arasında cicim günlerinin havası ılık ılık eser. Bu hava bazılarında kısa sürerken bazıların da devamlılık arz eder.

Türk örfüne göre; yalnız gençler değil aileler de birbirlerine yaklaşırlar. Samimiyet yağmurları ile birlikte ıslanırlar. Eskidikçe yağmur serin rüzgarla hasbıhal etmeye başlar. Esintiler sertleşirse yıkıma kadar gider.

Kişiler arasındaki sevgi güçlü ise hiçbir etkenden etkilenmezler. Dedikodular, restleşmeler onları etkilemez. Sevgi yemeklerine kimseye su kattırmazlar.

İdare etmeye çalışırlar. Olmazsa da akışına bırakırlar. Bazılarında buda suçtur. Hep çomak sokma hamleleri devam eder.

Bunlar aile birliklerini olumsuz etkiler. Gençlerin maddi manevi yaşantılarına hiçbir katkısı olmayan insanlar yüzünden evin huzuru bozulur.

Kıskançlıklar, hasetlikler ömürlerinde baharı yaşayan gençlerin yaşantılarına fırtına misali girer. Uyumları zarar görür, psikolojileri ve fizyolojileri bozulur.

Psikolojisi bozulmuş, hasta insanlar ne kadar mutluluk yaşayabilirler.

Evlilik uyum ile işleyen, duygusal yaklaşımlarla doyuma ulaşan kutsal bir birlikteliktir. İyi iletişim mutluluğun temel taşlarındandır.

Ne olursa olsun eşler her işlerinde istişare etmelidirler, hatta evlatlarını da bu işe dahil etmeliler. Çocukların şahsiyetlerinin gelişiminde önemlidir.

Mehmet Amca’nın gençlere şöyle öğüt verirdi:

-Çocuklar hanımınızla istişare edin. Mutfak alışverişi ederken hanımdan mutlaka liste alın. Alışverişi kendi fikrinizi de katarak yapın.

Gençler:

-Pazar da onu mu arayalım?

Mehmet Amca:

-Evden çıkarken yapacaksın o işi.

İstişare eşine verdiğin değerdir. Aynı zaman da olumlu bir iletişimdir.

Hanımlara gelince beyinle  konuşacak  bir şey  mi  bulamıyorsun? Harçlık  iste. O bile  bir iletişimdir, konuşma , anlaşma  sebebidir. Robot  misali  oturmaktansa.

Günümüzde  eşler  daha  çok  baş başa  kalabiliyorlar. Dışarıdan müdahale  daha  az  oluyor. Eğer  eşlerden  biri  aralarına  geçen  konuşmaları,  hesaplarını  üçüncü  şahıslarla  paylaşmazsa.

Ana  babayı  unutmayacağız  ama  ayrı  bağımsız  bir  aile  olduğumuzu  da  bileceğiz. Her taşı  yerine  koyarsak  evinizin  duvarları  sağlam  olur. Bazen nasihat dediklerimizle farkına  varmadan  aile  birliğine  zarar  veririz. Gübre  bitkilere  faydalıdır,  aynen  nasihatler  gibi  fazlası  zarar  verir  ve  kurutur.

Kişilikleri  sağlam  insanların  mutluluk  duvarları  çok  sağlam  ve  sağlıklıdır.

Günümüzde  ev  ayrı, eşya  tamam. İşleri  de  var  ve  sağlamsa; Allah  mutluluk  versin. Ama bunu  da  başaramayanların  sayısı  günümüzde  çok  fazla  ve  gün  geçtikçe  de  artıyor.

Maalesef gençlerimiz doyumsuzluk denizinde yüzüyorlar, sabır ve kanaatten uzaklar.

GELELİM ESKİ EVLİLİKLERE:

Bir  arkadaşımla  sohbet  ederken  söz  evliliklere  geldi. Arkadaşım emekli, altmışlı yıllarda evlilik yapmış Raziye Hoca hanım.

Evliliğinin  başından  sonuna   acılar  yaşamış. Sorumsuz.  İçki  ve  kumar  alışkanlığı olan  sorumsuz  bir  koca.

Ama evlilik birliğinin bozulmasına asla,  evlatlarının hüzün yaşamasına asla izin vermemiş,  sabırla yaşamış.

HIRÇIN DALGARA RAĞMEN GEMİYİ LİMANA YANAŞTIRMAYI BAŞARMIŞ

Birçok kadının  hayatın  da  bazen  de  erkeklerinde  yaşadıkları  acı  gerçeklerdir.

Raziye  Hanım:

-Biliyor musun , bir  gelin  inse  içim  cız  eder.

-Neden  ?

- Çünkü;  ben  eşimin  ailesinin  yanına  gelin  indim. Eltimle  karşılıklı  odalarda  kaldık. Kayınvalidem  ve  kayın  pederim   ellili  yaşlarda  henüz   fantezi   yaşayan   insanlardı.

Sıkılmaktan, kendimi sınırlamaktan  bir  yılda  on  sene  yaşlandım. Kapı  açarım  hırsız  misali, kapıyı  kapatacak  olurum  aynı  şekil.  Eşimle fısır  fısır .Her  ne  yapsam,  nereye  gitsem,  kendi  paramla   aldıklarım   söz   konusu  oluyordu.  İstediğin yemeği yiyemezsin,  istediğin zaman çamaşır yıkayamazsın.

Hamile kaldım. Mümkün  mü, birine  söyleyebilmek. Hamileliğin  verdiği  hisler, duygular başkadır. Tiksinirsin  söyleyemezsin, mevcut  yemeği  canın  istemez  söyleyemezsin, istifra   edersin  üşüttüm  dersin.  Aşermede  canının  istediğini  isteyip  yiyemezsiniz. Eşin  anlayışlı  ise  kaldı  ki  oda  aynı  sıkıntıları  çeker. Utanır  bir şey  söyleyemez.Ancak  yatak  odanızda  yalnız  kalabildiğiniz  adamla  kısık  sesle  dertleşebilirsiniz.Hep  güler  yüzlü  olmak  zorundasınız  yoksa  mesele  olur.

Nihayet  beş  sene  sonra  müstakil, kapıyı kapatınca  eşimle  baş  başa  kalabildiğimiz  bir  evimiz  oldu. Tabi  dünyalar  da   bizim  oldu. Çünkü  korkmadan,  çekinmeden  konuşabiliyor, hatta  sesimizi  bile  yükseltebiliyorduk. Ne  mutlu  kavgayı,  münakaşayı  bile rahat  biri  duyar     korkusundan  uzak  yapabilmek. İsteklerimi  eşime  yüksek  sesle  söyleyebilmek.

İlk çocuğum  da  yaşayamadığım   duygusallıkları  ikinci  çocuğumun   da  yaşadım  ve  eşimin  beni  ne  kadar  sevdiğinin  farkına  vardım. İlk  çocuğuma  hazırlık  yapamamıştım.Çünkü  çirkin  geri  anlayışların  kurbanı  idim.Halbuki  eşim  de  bende  çok  mutluyduk.  İlk defa  anne, eşim  ise  baba  oluyordu. Eşim  kendisini  baba  yaptığım, ben  de  anne  olduğum  için  alnımdan  öperek  kutlayamamıştı  bile.

Sevgili Raziye Hoca Hanım’ın  anlattıklarından  bir  roman  yazılabilir. Fakat o yılların şartları, sosyal yaşama  şartları  buydu.  O yıllarda evlenenlerin   böyle  trajik  komik  hikayeleri  mutlaka  vardır.

O yıllar da  televizyonun   esamesi  yok, radyo  bile  her  evde  yok. Yine  o  yıllar  da  ailesiyle  birlikte  oturan  gençlerimiz  sinemaya  gitmek  istemişler. Anne baba  uyuyunca  yavaşça  sinemaya  giderler.  Gençler  eski tip  iki katlı  evin  üst  katında  yaşamaktadırlar. Ev  ahşap  merdivenle  üst  kata  çıkılır. Gençler sinemadan dönerler. Ses çıkarmadan merdivenden nasıl çıkarız diye düşünürler.

Bey:

-Hanım ben seni sırtlayayım (halk dili ile hobuç ) ki tek kişinin ayak sesi duyulsun,  der.

Hanım:

-Tamam,  der.

Bey  hanımı  sırtlar. Merdivenden yavaş  yavaş  çıkarken  ikisi  birden  düşerler. Gürültüyle anne  baba  uyanır. Baba  telaşla  yatağından  kalkarak;

-Ne  oldu  oğlum?  Diye telaşla sorar.

Tabi ki gençler utanıp, sıkılmanın verdiği mahcubiyetle;

-Baba sesini duyar  gibi  oldum  da. Size bakmaya geliyorduk der.

Bunlar gerçek  yaşanmış  hikayelerdir. Örnekleri  pek  çoktur.

Günümüzün evlilikleri  Raziye  öğretmenin  yaşadıklarına  bakarsan; Cennet’e  girmek  gibi  bir şey. Mutluluğa  gelince  yaşayan  her  insanın  gözlemlediği  gibi  sabır  ve   kanaat  yok.  Evliliği yolculuğuna çıkanlar: ilk karşılaştıkları engeli yumuşak  bir  şekilde  delip  geçmek  varken  dinamit   kullanmak  çok  yanlış. Tabi  ki  dinamit  vari  bu  davranışlar  aile  duvarlarını  yıkıp  hem  evlatlar  da  hem  de  eşlerde  ruhsal  ve  maddesel   yıkımlara  yol  açar.  Onca umutlar, hayaller hezimete uğrar. İyi niyetli yaklaşımlar bir anda kabusa dönüşür.

Sabır insanı hayvandan ayırır. Erişir menzil-i maksuduna sabreden.

Fakirliğe sabreden zenginliğe,  düşman zulmüne sabreden zafere ulaşır.

Ayrılık zahmetine katlananlar sabr-ı tahammül gösterenler bir gün olur güzel günlere kavuşurlar.

Herkes yola mesut olmak için çıkar. Bütün insanlar tahammülü zor hayatlardan uzak olup mutlu olsunlar.

Masmavi,  dingin denizler kadar engin, yüce dağlar kadar yüksek,  baharın ılık havası gibi ılıman, baharın çiçekleri kadar renkli ve kokulu birliktelikler dilek ve dualarımla.

 

Fatma ÖZDENİZ

 19/03/2017

Bu haber 1531 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    Ramazan bayramına doğru09 Nisan 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir