 | |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
|
| |||||||||||||||||
Sponsor Alanı
Anamur SEDİR
Anamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELER
İmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor Alanı
Ziyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
İNSANI İNSAN YAPAN DEĞERLER
11 A?ustos 2014, 10:31 İNSANI İNSAN YAPAN DEĞERLER Allah insanı yaratırken her kişiye bir özellik vermiş. Güçlü, zayıf, dengesiz, tutarsız karakterler ne yaptığını bilen, ölçülü hareket ve tavırları ile çevresin de rağbet görmüş toplumun öncüleri vardır. Bunlar dayanağı olmayan sözler, laflar etmezler. Okurlar, olayları takip ederler ve o konuya ait köklü, gerçek bilgilere sahip olduktan sonra konuşurlar yoksa susup dinlerler. Hâkim olmadıkları konularda yorum dahi yapmazlar. Bu da onlara güvenirlik kazandırır. Onlar toplumun tasvibini kazanmışlardır. Başı sıkışan onlara koşar. İlişkileri dengeli ve istikrarlıdır. Olayları doğru değerlendirme yetileri vardır. Onlar toplumun kadılarıdırlar. Hayatlarını bilinçli, saygın ve düzenli bir şekilde yaşarlar. Sözlerinin eridirler. Yani sözlerinde yalan, riya yoktur. Randevularına sadıktırlar. Toplumuzun her kesiminde önderdirler, liderdirler. İnsanlara toplum bir karne yazmıştır; ama ne annenin ki babanınkine ne oğlunun ki ne kızının ki hiçbirine benzemez.(Ali çok iyi ama hanım işe yaramaz, oğlu iyi ama kızda iş yok veya filan aileden zarar gelmez gibi bilmediğimiz, gıyabımızda gelişen toplum kararları vardır.) Toplumda ‘alabacak, diye adlandırılan tabir vardır. Birine başka öbürüne başka görüntü verirler. İşte bu tipler marazi kişiliklerdir, sosyal hayatta rağbet görmezler. İnsanlara verdiğimiz değerlerle, onlara yaklaşımlarımızla ifade ederiz: Dinlemek en büyük saygıdır. Sadece büyükleri değil, çocukları da ihmal etmemeliyiz. Aynı zamanda böylece iyi örnek olarak eğitmiş oluruz. Sözü kesmeden, araya girip yorum yapmadan, düşünerek, dinleyerek karşımızdakinin ne demek istediğini anlayarak cevap veya yorum yapmalıyız. Sevdiklerimizi sık kucaklayalım, çocuklarımızdan o sıcacık öpücüklerimizi esirgemeyelim. Çünkü dokunmak sevginin ifadesidir. Sarılmak, elini tutmak, başını göğsüne dayamak, sırtını sıvazlamaları daha çok yapalım. Sevgi hava ve su kadar önemlidir. Benliğimiz, aklımız, kalbimiz sevgi ile beslenir. Birçok hastalığın tedavisi ilgi, alaka ve sevgi ile desteklenir daha çabuk iyileşmeye neden olur. Dostlarımızla, sevdiklerimizle, yakınlarımızla hoş vakit geçirmeyi bilmeliyiz. Mutlulukları pekiştirmeliyiz. Birlikte iş yaparak. Oyunlar oynamak.(Seviyeye göre.) Fıkralar anlatma. Örnek ve neşeli anılar anlatma. Onlarla olmaktan duyulan mutluluğu hissettirmek. Aldığımız yardımdan veya yapılan bir işten dolayı teşekkür etmek ve kamemnuniyet notu yazmak. Sevgisini ifade eden bir dörtlük yazmak. Bunlar ömür boyu saklanır ve sevgi ile yâd edilir. Bahçeden koparılan bir gül, karşımızdakinin hoşlandığı biblocuk gönül almaya yetecektir. İnsanın sevildiğine inanması kadar büyük mutluluk yoktur. Zaman zaman insan takdir edilmek ister. İnsanlardan iltifatlarımızı esirgememek lazım. Yemeğin çok lezzetli olmuş, elbisen çok yakışmış, çok yakışıklısın, tertipli hanımsın, bu resmi güzel çizmişsin, el işlerinde çok başarılısın gibi. Unutmayalım(tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.) Hiç kimse kötülüğü sevmez. Zaten kavganın kazananı olmaz. İyilikler iyiliği, kötülükler kötülüğü getirir. Hiçbir iyilik de hiçbir kötülük de karşılıksız kalmaz. Nazik olmayı düstur edinmeliyiz. Sabah işe başlarken arkadaşlarımıza gülümseyerek iyi günler dilemek onlara verebileceğimiz en büyük en güzel hediyedir. Yardım etmek hep para pul gerektirmez. Adres soran birine yardımcı olmak, yaşlı dedeyi karşıdan karşıya geçirmek, toplu taşıma araçlarında yaşlılara, hastalara, çocuklu annelere yer vermek, düşen birini kaldırmak insani duygularımızın topluma yansımasıdır. Maddi sıkıntılarımızda olabilir veya dostumuzun olabilir. Eğer güveniyorsak vede güvenilir biri isek borç alabilir, borç verebiliriz. Dürüst insanlarda bir kez aldanırlar. Büyük düşünür HEREKLİTOS(Aynı suda iki kere yıkanılmaz.)der. Rahatlamak için bazen yalnız kalmak, düşünmek, muhasebe etmek gelir içimizden. Onun için çevremizden bize yalnızlığımızı armağan etmelerini isteriz, dille olmasa da hareketlerimizle ifade ederiz, anlayış bekleriz. Ağlamak isteriz, ruhen rahatlamak, açılmak, dinginleşmek, öfkemizi yenmek, hatta sevincimizi yaşamak, kendimizi ikna etmek, doğruyu bulmak isteriz yalnızlığımızda. Paylaşmak: iyi günü, kötü günü. Tabi ki güzellikler paylaşıldıkça büyür, üzüntüler tesellilerle azalır. Bir dostumuzun üzüntüsünü duyup da aramamak kendisi gelsin, söylesin düşüncesinde olmak gerçek dostluk değildir. Sevinçler kolay ilan edilirde çekilen acıları nedense hep saklarız. Bu bazen bir utanıdır, bazen de şahsın sırrıdır, başkalarını üzüntülerle üzmemektir. Gerçek dost buzdolabını açar ihtiyacını alır, arkadaş ise alabilir miyim diye sorar. Menfaatleri bitene kadar değil yürekleri yetene kadar terk etmeyenler gerçek dostlardır. Hayrı olmayan şakalar, hoşlanılmayan hareketler ve sözler insanı birbirinden uzaklaştırır. Bunları kendimize huy edinmeyelim. Toplumun tasvibini kazanmak onun kabul ettiği, cümle âleme rahatsızlık vermeyen, örnek vatandaş olmak amacımız olmalı. Meyvesi olmayan deyil meyvesinden faydalanılan ağaç olmak en iyisidir. Allah’a güvenmek, insanlar için iyi şeyler dilemek, vijdanın sesini dinlemek, insanların kardeşçe yaşamaları esasına dayanır. Çevremize gülümseyerek bakıp insanları Allah selamı ile selamlayalım. Güneşin üzerimize doğması dileği ile… Fatma ÖZDENİZ Bu haber 3360 defa okunmuştur.
|
Sponsor Alanı
SANATIN İÇİNDEN ; Sponsor Alanı
|
|||||||||||||||
|
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |
|||||||||||||||||
.jpg)
.jpg)
