Terörü şehirleştirdik. Şimdi onu alt etmek için uğraş veriyoruz. Asker, siil, şehitlerimiz oluyor her gün. Bayraklar aylardır balkonlardan inmiyor. Bayramdan bayrama, düğünde, kınada asardık biz onları hâlbuki.
Hendek muharebeleri yapılıyor. Sokağa çıkma yasağının ardından kurulan barikatlar kaldırılıyor. Açılan çukurlar dolduruluyor. Karşı koyanların bir kısmı etkisiz hale getiriliyor. Güvenlik güçleri oradan çekiliyor. Mahalle kaderine terk ediliyor. Halkla devleti karşı karşıya getirme gayretleri kaldığı yerden devam ettiriliyor.
“Kurt dumanlı havayı severmiş”. Biz içeride bunlarla uğraşırken cepheler çoğalıyor. Hesapta olmayan işlerle karşılaşıyoruz. Bir bilinmeze doğru sürükleniyoruz git gide.
Öğretmenler toplumun en mümtaz şahsiyetleri. Geleceğimizi onlara emanet ediyoruz. Bu yıl da illerden seçilenler köşke misafir ediliyorlar. Cumhurbaşkanı Rus uçağını düşürdüğümüzü söylediğinde alkış kopuyor. “Burada alkışlanacak bir şey yok” diye uyarılıyorlar. Bizde böyle ne yazık ki. Söylenene değil söyleyene bakılıyor. Öğretmen de olsa, ekseriyeti böyle bu milletin. Bir köşe yazarı “inşallah yeni nesil bu öğretmenlerin eseri olmaz” diye yazıyor. Ayıp olarak da bir bu yeter.
Mülteci meselemiz var bizim, kronik, müzmin. Bir sözü vardır bizim oraların.
“Tilki delikten geçemiyor, kuyruğuna bir kalıp da diken bağlamış”
Her ilde, ilçede onlar karşımıza çıkıyorlar. Acımamak mümkün değil. Sefil perişan durumdalar. Avrupa kapılarına dayandıklarında Batı uyanıyor. “Sizin tarafta dursunlar. Bizdekiler de dönsünler. Para verelim size karşılığında” deniyor. Sanki onu bekliyormuş gibi kabul ediyoruz hemen. İnsanlık ihalesi üzerimizde kalıyor. Başka da giren olmuyor zaten o ihaleye bizden başka. Mazlumu, zalimi, dilencisi teröristiyle birlikteyiz artık. Kim rahmani, kim şeytani belirsiz. At izi it izine karışmış durumda.
Uçakları düşürülünce Ruslarla ipler kopuyor. “Boğazlara hâkim olan dünyaya hâkim olur” demişti Rus Çarı asırlar önce. O hayalleri kurmaya başlıyorlar sanki. Türk mallarına ambargo konuyor. Türk şirketlerine Türk vatandaşlarına karşı sütlerinin hükmünü işlemeye başlıyorlar. Kamuoyunun bilmediği işler oluyor daha da. Kuzey komşuyla olan ilişkiler yakın zamanda düzelecek gibi de gözükmüyor. Bakalım sonu ne olacak?
Diyarbakır Baro Başkanı öldürülüyor tam bu sıra. Tahrik adına uçak düşürmekten geri kalamayacak bir iş. Cami siyasetinin getirisini görmüş olmalı ki terör minare dibine karargâh kuruyor bu kez. Sur içinde dört ayaklı minarenin ayaklarına konuşlanıyor. Onu ayaklarından vuruyor. Sonra da “bak kurşunladılar” diyor. Bir el “Sur”a üflüyor sanki bir an öce kıyamet kopsun diye.
Diyarbakır birçok medeniyetin beşiği. O mirası barındıran bir şehir. Dört ayaklı minare de Sur ilçesi içinde, nevi şahsına münhasır bir yapı. Şimdiden sonra daha da dikkat çekecek, öyle görünüyor. Türküsü de var TRT repertuarına girmiş. Yörenin beyefendi sanatçısı İzzet Altınmeşe’nin bize sevdirdiği;
“Dört ayaklı minare/ Selam söyle o yare.
Mehleniz çok belalı/Benim sennen işim var”
Sur içinde sır... Mehlelinin(mahalle) başı çoktandır belada. Terörle anılmaktan bıkkın. Kurtulacağı günü sayıklıyor. Esnaf işinden, aşından olmuş durumda.
Dört ayak demişken ASALA’nın o adda bir planı vardı. Yılarca onu uyguladı.
“4 T Kuralı”
“Terör-Tanıma–Tazminat-Toprak”
Hangi aşamadalar onu biliyorlar. Örgütün adı değişti sadece. Bugünkü adıyla oldu PKK... Otuz yıldır Büyük Ermenistan’a çıkacak yolun kilometre taşları bu örgüte döşettiriliyor. Büyük Ermenistan’ı Kürdistan üzerinden büyütmek kolay. Önce Kürdistan denecek. İçinden Ermenistan çıkacak. Rus’un Matruşka siyaseti yani. Yöre insanımıza ve her vatandaşımıza, kamuoyuna bunu anlatmak gerekiyor önce. Destek çıkarsa kime hizmet etmiş olacağını bilsin diye. Zihnine kazınmalı her vatandaşımızın. ASALA=PKK gerçeği.
Taşmak, Hıncak ve benzerleri cismiyle, ruhuyla bugün de yaşatılmaktalar örgütle beraber. Bunu anlatmak hendek doldurmak kadar kolay olsaydı keşke. O ayrı bir strateji plan ve program işi. Ama önce ayağını kırmak gerekiyor terörün… Kaç ayağı varsa…
Dört ayaküstündeyse, dördünü de...
Başka da bir şeyi kırmadan….
Sonrası daha kolay olur inşallah…
Ümidimiz o.
Allah akl-ı selimden ayırmasın...
Osman ERENALP
Ankara Aralık 2015
Bu haber 1580 defa okunmuştur.
.jpg)
.jpg)
