“Yetenek-sizsiniz” yapımcıları semt pazarlarını da dolaşsınlar. Sıradan iki tezgâhtan iki tezgâhtar alıp yarıştırsınlar. Kendileri de müşteri rolü oynasınlar. “Mesaj” beklesinler sonra da milletten. Görsünler ağa babalarını gerçek yeteneklerin. Sebzeci, meyveci, peynirci, muzcu, v.s. milletin tercihlerini.
* * *
Semt pazarları mutat uğrak yerlerimizdir. Haftada yolumuz düşer oralara illa. “El çabukluğu marifet” nasıl da çürüğü, çarığı, defoluyu, poşete katar, elinize tutuştururlar hemen hayret edersiniz doğrusu. Önde cilalı, boyalı, albenili, numuneler, arka plan ise bir tezgâhı kurana malum.
“İyisinden olsun aman…” diye tembihte bulunursun. “Bizde yanlış olmaz abi, her haftada buradayız biz” cevabı arasında, paranı çıkarana kadar poşetin tutuşturulur eline, iki de düğüm atılmış vaziyette sıkısından.
“Terazi”, “mizan”, “kul hakkı”, hepsi “pazara kadar buralarda.”
Pazar değişiyor, tezgâh değişiyor, manzara değişmiyor pazarlarımızda. Değişen yüzler sadece.
Alışveriş yapıyorsun neticede kendi insanınla. Söz alışverişi de olsun, muhabbet olsun biraz diyerek laf atıyorsun tezgâhı bekleyene;
“Ön taraf da satılık değil mi usta?”
Verilen cevaplar da hep aynı;
“Hepsi aynı abi…”
“Bugün de pazarı gördük şükür” deyip aldıklarınla yetinip eve varıyorsun. Düğümü çözüp açıyorsun poşetleri, değişen bir şey yok. Ütüldüğünün resmidir yine. Bulabilsen de desen “buradayız abi” diyeni. Biz de burada bu haldeyiz işte. Bizde de yanlış olmaz. “İnsandan kalacak şey eseri.”
Kendi gitti icraatı kaldı yadigâr.
Keçiören Belediyesi önceki başkanı Turgut ALTINOK bir disiplin getirdi semt pazarlarına. Etiket koyma, önlük takma, sicil kaydı mecburiyeti, bağırmadan satış v.b. Bir ilk, yerinde, başarılı bir uygulamaydı. Gelenler de dokunamadılar dolayısıyla. Üzerinde “aldıklarınızı tartınız” yazılı kantar koydurmuştu bir de giriş-çıkışlara tartıda hileye karşı. Güzel uygulamalardı takdir topladı tabii ki hepsi de. Bir noksanı kaldı yalnız bize kalırsa.
Tartı tamam diyelim haydi de, ya tartılan?
Mal mamul, onlar da aynı mı?
Teşhir edilenle, teslim edilen?
Onun da test edilme imkânı sağlansa bir.
“Aldıklarınızı karşılaştırınız” gibi bir uygulama mesela. Olmuşken tam olsun diye hani.
Sürç-ü lisan ettiysek affola.
Pazar muhabbeti olsun bizimkisi birazda. Değilse “herkesin aklını pazara çıkartmışlar, gitmiş yine herkes kendi aklını satın almış” Allah gönlüne görev versin herkesin.
Alın teri tezgâhlarının başında helal rızıklarını arayan, esnafımızı tenzih ederiz. Kimseyi “töhmet” altında bırakma kastımız yok katiyen. Şunu diyor bir bilge zat: “Günahlar içki gibi koksalardı, kokudan kimsenin yanına yaklaşılamazdı.”
“Dürüstlük” testine tabi tutulması gerekenler bir pazar esnafımız değil elbette. Her nefsin ihtiyacı var o teste. İğneyi kendimize çevirip Kerkük hoyratındaki şekliyle dillendirir isek: “Evvel baştan men özüm…”
Helal rızık, bol kazanç dileği ile hayırlı pazarlar herkese.
Şükürler olsun ki Anamurlular, sizin böyle bir derdiniz yok. Anamur pazarında alıcı olarak istediğiniz gibi seçebiliyorsunuz. Darısı diğer şehirlerimizde yaşayanların başına…
Anamurlu pazarcılar tahammülde sınırsız yeteneğe sahipler…
Bir “Hadis-i şerif” ile noktalayalım bu bahsi. Öyle ki küpe olsun kulaklarına, alıcı satıcı herkesin.
“Hiç kimse alın teriyle kazandığından daha hayırlısını yiyemez.”
Osman ERENALP
Bu haber 2313 defa okunmuştur.
.jpg)
.jpg)
