SÖYLEYİN DE BİLELİM

Vatandaşın derdi o olmasa da “yeni anayasa” takvimi işliyor.

Köylü, doktora gitmiş.

Doktor sormuş;

“Neren ağrıyor, şikâyetin ne?”

Hasta cevap vermiş;

“Ben ne bilem. Doktor sensin. Bilecek olan da sen”

Meclis başkanı feveran ediyor; “Katılım az, ilgi yok. Şu kadar “STK”ya yazdık, şu kadarından cevap geldi” v.s.

Üniversiteden bir hocamız vardı. Soru sorulduğunda;

“Bu hususta şu şunu,  şu şunu, şu da şunu demiştir” der, kendi düşüncesini zinhar belirtmezdi. Anayasanın yenisinden mesul meclis başkanımızın da, dayandığı siyasi iradenin yaptığı bu.

Mevcut için “darbe ürünü”, “asker zihniyetli”, “sivili lazım” acil değişmeli diyen sen olduğuna göre bir de sen de bakalım.

Nesi, neresi değişsin.

Nesi kalmış değişmedik?

Ne değişecek o değişince?

Lafı eğmeden bükmeden, açık, net biçimde. Vatandaş da bilsin ne düşündüğünü büyüklerinin.

Çekmecede hazır belli ki.

Yetsin milletin aklıyla bu kadar da alay etme artık.

Yine de katkı bekleniyor madem, söyleyelim ne beklediğimizi “yasaların anasından” yenisi, eskisi…  her ne ise.

·        “Modern Sevr” olmasın.

·        İmparatorluktan elde kalan son vatan toprağının daha da küçülmesine vesile olmasın.

·        Batının, işgalcilerin, istilacıların geçen yüzyıldan kalma hesapları onun üzerinden gördürülmesin.

·        “AB’miz bizi bu yasayla kabul etmez” deyip vatandaş yanıltılmasın. Ortada varlığı kalmamış bir birliğin dikte ettikleri dayatılmasın millete.

·        “Eskiyi atıyoruz “ deyip “yeni azınlıklara”, “yeni azgınlıklara” kapılar aralamasın. “Yeni fitnelerle” boğuşturulmayalım.

·        Bu ülkede çoğunluğun haklarının olduğu da unutulmasın.

·        “Millet-milli” bizde bir türlü, sizde bir türlü olmasın. Adı ne ise konsun.

·        Bu topraklarda “Türk’ün” ırk değil aidiyet duygusu olduğu, asırların tanıklığı ile ortadayken alevara,  dalevera hesap “Türk”   maddesi üzerine olmasın.

·        “Türk vatanı”, “Türk devleti”, “Türk dili” ibareleri Türk milleti bu topraklardan çıkarılacaksa, onlar da metinden çıkarılsın.

·        “Değişim”, “yenilik” plan proje adına ne varsa, ne adım atılacaksa, “yerli akılla”, “milli vicdanla” olsun. “Batı’nın”, “okyanus ötelerinin” estirdikleriyle olmasın.

Biz birlikte “Türk milletiyiz”.  Erime kabı olmuşuz bin yıldır bu topraklarda.  Bir yazılı metinle ayrıştırılmayalım. Vatandaşın derdi o olmasa da “yeni anayasa” takvimi işliyor.

·        Bir Cumhuriyet, Atatürk, Ordu Baypasına legal zemin hazırlamasın.

“Etrafını câmi, ağyârını mâni…”(eskilerin deyimi ile.) Biz çizdik çerçeveyi kendi zaviyemizden.

Bizim ağrımız bunlardan ibaret.

Bizden yanan görünen bunlar.

Soruldu söyledik, bilinçli vatandaş olmanın bir gereği olarak. 

Ya sizce?

Sizce ağrımız neremizde?

Söyleyin,  de bilelim, esas ağrımızın ne olduğunu. 

Ne buyruluyor yüce kitabımızda;

Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer, 39
/9) 

Bilmekten zarar gelmez.

Vatandaşın da “bileni” makbul.

Bilenlere selam olsun…