anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 15  
»Bugün 170  
»Toplam 14019706  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 18.119.125.94
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

"FANTAZİ TÜRKÜ" İMİŞ

Osman ERENALP

16 Aral?k 2017, 18:05

Osman ERENALP

                   “FANTEZİ TÜRKÜ” İMİŞ

Radyo dinlemeyi severim. Hangi dönemini derseniz, siyah beyaz dönemini. Televizyonun olmadığı, “Radyo Tiyatro”larının, “Yurttan Sesler”in, “Arkası Yarın”, “İki Solistten Türküler”, “Türkü Saati” benzeri programların olduğu yılları. 

 Orhan BORAN’ların, Halit KIVANÇ’ların, Orhan AYHAN’ların sporu anlattıkları, Tuna HUŞ’ların, Mesut MERTCAN’ların, Jülide GÜLİZAR’ların haber okudukları zamanları…

Nuri SESİGÜZEL, Yıldıray ÇINAR’ların çıkma saatlerini iple çektiğimiz yılları…

Kanal sayılarının sayılı, sunucularının da kırk elekten geçirildikleri yılları…

Eski gücünde değilse de dinlenilecek radyo kanalları var yine de.

Eski alışkanlık, TRT kanalları dinlerim ben halen. Aracıma oturunca  “TRT Türkü” kanalı arar elim. Sayısı belirsiz kanallar arasında gezindiğim de olur. İşte onlardan birinde bir türkü kanalı çıkıyor karşıma. Tam da aradığım cinsten. Kaynak kişilerine okutuyor türküleri.

***

“Kaynaktan antene” diye program vardı, sanırım seksenli yıllardı. 

Muharrem ERTAŞ’la Gülşen KUTLU Kırşehir türkülerinde. 

Mazhar SAKMA’nla Kemal KOLDAŞ Konya türkülerinde. 

Ramazan GÜNGÖR ile Sümer EZGÜ Burdur türkülerinde buluşturulmuşlardı.

Üçünü izleyebilmiştim Arı Stüdyosunda, üniversite yıllarında.

***

Radyo kanalında Şekip ŞAHADOĞRU “dert bende kaldı” türküsünü çalıyor okuyor. Zevkle dinliyorum. Türkü bitiyor sunucusu düzgün bir Türkçeyle son dönem icadı “fantezi türkü” (Ne demekse) ve o adda dağıtılan ödüller üzerine getiriyor sözü. Yozlaşmaya dikkat çekiyor. Türkülerin geleceği adına memnuniyet verici tabi ki.

İsmi lazım değil, kahramanın biri “15 Temmuz” gecesi çıkıp mecliste İstiklal Marşımızı içinden bir mısrasını çıkartarak okumuştu.

İçinde “ırk” varmış sindirememiş. Akif bilememiş de düzeltiyor. O yetkiyi, cesareti kendinde görebiliyor. 

Türküye şekil vermeye çalışmak da Milli Marşımızı düzeltmeğe kalkışmak gibidir. Öyle görürüm. O yüzden anlattım.

Konservatuardan bir öğrencisi anlatmıştı. Ders arasında serbest çalıp çığırırlar yorum katarlarmış kendilerince. Onu görmüş. “Türküler babanızın tarlası değildir. Onları keyfinize göre ekip biçemezsiniz” diyerek uyarmış Nida TÜFEKÇİ hocaları.

Veysel’e de türkülerinin kesilip biçilip uyarlanması sorulmuştu. 

“Kır çiçeğini yurdundan edip saksıda büyütmeye” benzetmişti.

Büyütmek demiş iken, bu yıl bahçemizde bir ağaç ilk kez meyveye durdu. Ne meyvesi olduğunu çözemedik. Görüntü biraz elma, biraz ayva hatta nar gibi… Merakımız arttı. Komşular da bilemeyince “googul”ladık sorduk. Ayva ağacına elma aşısı yapılmış meğer. “Elva” demişler adına da. Elmanın ilk, ayvanın son hecesi... Baktık “elva” üstüne türkü yok. Türküsü yoksa yerli değildir o meyve. Gelişimini tamamladı. Tadından da bir şey anlayamadık. Sepette çürüdü, tüketemedik velhasıl. 

Türkü de meyve gibidir. Damak tadına uymazsa çürür. Görüntü kalır geride.

Sadede gelirsek; Değerlerimizle oynayanlar; Bu mahalleden size ekmek çıkmaz. Kendi mahallenizde deneyin siz fantezilerinizi. Genlerine dokunmayın türkülerin. (Bölgemizin, dünyamızın kaynadığı bir zamanda böyle fantezilerle yormayın bizi. “Angara” türküsü diye yeterince yozlaştıran bozanlar var zaten. Onlar yeter size.)

“Sevda” türküsü, “Kahramanlık” türküsü olur. “Hasret” türküsü olur. “Deyiş” olur. “Askerlik” türküsü olur. “Kına” olur, “halay” olur. “Yol havası”, “uzun hava”, “ağıt” olur. Hayata dair ne varsa o olur. “Fantazi türkü” olmaz. “Arabeskten türkü” olamadığı gibi.

Türkünün önüne arkasına eklenen sıfat da Türkçe olmak gerekir. Çünkü “türkü” ta kendisidir “Türk’ün”. 

Fantezi değil, gerçek türkü çınarını kaybettik bugün 13 Aralık günü.. Ali KIZILTUĞ’u. "Dam üstüne çul serer leyli de yar", "Asri gurbet harap etmiş köyümü gel hele..." gibi pek çok türküye imza atmıştı daha. Onun son dönem sevilen bir türküsüyle noktalayalım. Kendisine Tanrıdan rahmet dileği ile...

***

Aramıza girdi dağlar denizler 
Gelemem diyorum sen gel diyorsun.
Kar yağdı yollara kapandı izler.
Bulamam diyorum sen bul diyorsun

Sanma bu sevgimiz sence yaygara
Ne dertler bıraktın hep sıra sıra 
Sen yoksun burada ıssız Ankara.
Duramam diyorum sen dur diyorsun.

Kızıltuğ'um baharımı yazımı
Hangi kalem yazmış benim yazımı
Dert ortağım olan dertli sazımı
Çalamam diyorum sen çal diyorsun

Osman ERENALP
Ankara-Aralık 2017

Bu haber 1868 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    Ramazan bayramına doğru09 Nisan 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir