anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 27  
»Bugün 775  
»Toplam 13991365  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 54.225.21.228
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

ÇOCUK ZEKASI ve DONDURMA

Osman ERENALP

05 May?s 2015, 01:24

Osman ERENALP

ÇOCUK ZEKASI ve  DONDURMA



“Sel gider kumu kalır”. Ulusal Egemenlik  ve Çocuk Bayramı Haftasında sosyal medyadan  ibretlik iki görüntü…

Biri Eskişehir’in  Mahmudiye ilçesinden. Beren Nafi Aslan. Atatürk İlkokolu öğrencisi. Sekiz  yaşında. İkiziyle  23 Nisan törenlerine  giderken  yoluna çıkan Türk Baayrağını tutuyor defalarca öpüyor sonra da  yoluna devam ediyor.

Diğerinin yeri önemli değil. İsimleri de öyle. Saygı duruşu ve İstiklal  Marşımız okunurken   ona iştirak etmeyen, protesto eden  bir grup  üniversiteli.         Merak ediyor  insan. “Bugünün küçüğü, yarının büyüğü” Nasıl oluyor da bu hale getiriyoruz onları? Yanlış nerede?

Bunları  düşünürken yurttan başka 23 Nisan  görüntüleri  de  geliyor.

Zonguldak’ta 23 Nisan valisi Hüseyin Girgin İlkokulu öğrencisi Melek Kocasoy “essah validen” kendisi ve arkadaşları için dondurma ıistiyor. Kulağına üfleyen yok. İçinden geleni söylüyor. Dileği  yerine getiriliyor. Sempati topluyor.

Gözler Başkentte. Koltuğu başbakandan devralacak  Demirlibahçe İlkokulu öğrencisi  Pelinsu Topraksoy’da. Gazeteciler soruyor;

“Başkanlık sistemi hakkında ne düşünüyorsuz?”

(Essah başbakan  Pelinin  kulağına eğiliyor)

        “Biz sınıf başkanımızı seçtik de  geldik”

        “Muhalefetin vaatlerine  ne diyorsunuz?”

        (Sayın başbakandan yine kulağa süfle).

“Bol keseden harcamak”

“Ya çözüm süreci hakkında...?”

(Onu  da  dikte ettiryor ötekiler gibi...)

 
       
 
        “Kardeşlik…”.

Koltuk sahipleri doğrudan kendilerini millet saydıklarından alışkınlık yapmış belli ki. Pelinsu da milletin çocuğu ya.  Ha millet, ha çocuğu.Yetkiyi veren millet. Kendi akılları  milletin aklı… 

Öyle düşündüler  ki “Reis-ül vüzeramız” da cevapları dikte ettirdiler millet adına.

İçinden başka şey  demek geçse  de diyemedi yavrucak. Ayıp olur diye düşündü belki de büyüğe karşı. Kendisine bırakılsa   ne diyecekti ? O merak konusu olarak kaldı akıllarda.

Yıllar evvel bir arkadaş yeni aldığım bir kitabı  elimden alıp sayfa aralarına   şu dizeleri yazmıştı. Edebiyat  dilinde “La edri” deniyor böylesine.(Söyleyeni belirsiz)

 

Eğile eğile başlar

Baş olmaya başlar

        Baş olunca başlar

        Boş olmaya başlar”

 

“Kişi başkasının bilgisiyle bilgili olabilir. Ama başkasının aklıyla asla”

Ne olur rahat  bırakılsalar çocuklar.

Kendi akıllarını kullansalar.

Koltuk  sevdası başka sevdaya  benzemiyor demek ki.

Nitekim devretmeyip “Eşbaşkan” resmi verenler de oldu. Şakası dahi ağır geliyor demek ki alışana. Yakında milletten aldığımız yetkiyle onu da kaldırdık denirse şaşmamak gerek.

 

***

 

İlgisi bakımandan bir e meslek hatıramı nakletmek  isterim  sözün burasında;

Müfettişin sorusuna  sınıftan cevap çıkmadığını gören  öğretmen arka plana geçer. El kol hareketiyle ipucu verir. Çoçuğun birinin doğru  cevap vermesini sağlar. Müfettiş çocuğa sorar;

“Nasıl bilebildin?”

 “Öğretmenim söyledi” der dosdoğruca.

Mesele anlaşılır. Üstelenmez. Teneffüs olur. Öğretmen öğrenciyi kenara alır. Ona hatasını anlatır. Kendisini nasıl zor durumda bıraktığını izaha çalışır. Öğrenci  buna üzülür ama yapacak bir şeyi de yoktur. İkinci derse girilir. Müfettiş yeni sorularla yine sıınfın bilgisini yoklar.   Aynı çocuk parmak kaldırır. Bu yeni soruyu da  doğru cevaplar. Müfettiş yine  sorar;

 “Bunu da mı öğretmenin söyledi…?”

Öğrenci  bu anı beklemektedir. Vereceği cevapla öğretmenini aklayacağını düşünür..

 “Hayır, hayır öğretmenim. Bize öğrtemenimiz  bir şey öğretmez ki… Biz her şeyi kitaplardan, ansiklopedilerden, kendiliğimizden öğreniriz...”

Kıssadan hisse.

Çocuk aklaması da bu kadar oluyor işte.

Dememiz o ki;

Bayramlar yüzü suyu hürmetine…

Bırakalım içlerinden geleni desinler çocuklar. Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür…

 

Dondurmaları donsun

Ama donmasın cevapları.

Hüzn-ü keder def ola

Dilde hicap ref ola

Bayram o bayram ola.

Ulusal egemenlik içinde;

Nice 23 Nisanlara…!

 

Osman ERENALP

Ankara Nisan 2015

Bu haber 1660 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    NE OLDUYSA BİZE, AZAR, AZAR OLDU26 Ocak 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir