| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
MEHMET AKİF ERSOY VE GENÇLİK27 May?s 2018, 00:19 MEHMET AKİF ERSOY VE GENÇLİK Artık saldırgan düşmana karşı Anadolu da tutuşan heyecanı alevlendirecek vatan sevgisini ve inancını canlı tutacak bir marşa ihtiyaç olduğu düşüncesi Genel Kurmay Başkanı İsmet İnönü Paşadan geldi. İsmet İnönü böyle bir marşın Fransız ordusunda mevcut olduğunu ve bizim ordumuz için de manevi anlamda faydalı olacağını Milli Eğitim Bakanlığına iletti. Milli Eğitim Bakanlığı da bu düşünceyi benimseyip bir yarışma düzenledi. Beğenilen güfte için 500 lira ödül verilecekti. Yarışma için 724 şiir gönderildi. Kurulca şiirler titizlikle incelenip altı tane şiir ayrıldı. Ayrılan şiirler beğenilmedi. Marş olacak değerde bulunmadı. O zaman Burdur Milletvekili olan Mehmet Akif ‘in para ödülünden rahatsız olduğu için yarışmaya katılmadığı öğrenildi. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi şairin meclisteki arkadaşı Balıkesir Milletvekili Hasan Basri Bey’in yardımını istedi. Hasan Basri Bey bundan sonrasını şöyle anlatıyor: “ Akif Bey’in yanımda olduğu bir zaman elime bir kâğıt parçası alarak onun dikkatini çekecek bir tarzda yazmaya başladım.” -Ne yazıyorsun? -Marş. İstiklal Marşı yazıyorum, dedim. -Yahu sen ne adamsın? Seçilecek şiire para ödülü verileceğini bilmiyor musun? İçinde para olan bir işe nasıl katılıyorsun? -Yarışma kaldırıldı. Seçilecek şiire ne para verilecek ne de herhangi bir ödül. Milli Eğitim Bakanlığı bana güvence verdi dedim. “Ya o halde yazalım” dedi. Zafere inanmış ve insanlara bu inancı anlatarak mücadele ruhuna her fırsatta destek vermiş Akif İstiklal Mücadelesini ebedileştirecek şiiri Taceddin Dergâhında inzivaya çekilerek yazmaya başladı. Dergâh da yaşadığı his yoğunluğu esnasın da bir kalem aramış bulamayınca da eline geçirdiği bir çiviyle bağımsızlık heyecanın doruk noktasına çıktığı mısraları hemen kaydetmek telaşıyla duvara kazımıştır. İşte o mısralar: “Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.” Hürriyet tutkunu daimi özgürlük sevdalısı Mehmet Akif, vatanın bölünmez bütünlüğünü vatan toprağının kolay kolay geçilemeyeceğini karşısında birbirine kilitlenmiş bir milletin var olduğu sürece zor olduğunu her mısra da işlemiştir. Düşmana gözdağı veren mısralar Türk Ordusunu ve Türk Milletini daimi hedeflerine sıkı sıkı sarılmalarını sağlamıştır. 48 saatte bitirilen 10 kıta 571 hece 1453 harf olan İstiklal Marşı imzasız olarak Milli Eğitim Bakanlığının seçici kuruluna sunuldu. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi, daha önce seçilen 6 şiir ile birlikte yeni şiiri Ordu Komutanlarına gönderdi. Onlardan şiirlerin askerlere okunmasını beğenilenleri sıralamasını istedi. Komutanlar kısa sürede sonucu bildirdiler. Hepsi de Akif’in şiirini birinci sıraya almıştı. Bundan sonraki iş, İstiklal Marşı’nın TBMM’ne getirip kabul ettirmekti. Marş, Başkan Mustafa Kemal’in söz vermesi üzerine Hamdullah Suphi kürsiye gelerek sık sık alkışlarla kesilen şiiri okudu ve son seçimin meclise ait olduğunu söyledi. Uzunca tartışmalardan sonra şiirin kabulü için verilen 6 önerge benimsendi ve İstiklal Marşı 12 Mart 1921 de kabul edildi. Mehmet Akif yarışmadan kazandığı parayı üzerinde ki paltosu yırtıkken o günkü adıyla Hilal-i Amere bağışlamıştır. Kızılay da ordu için elbiseler diken kadın ve çocuklara yardım eden bir başkanlığa bağışı ulaşmıştır. Marş 1924 yılında Osman Zeki Ün gör tarafından bestelenerek Türkiye Cumhuriyeti Devlet’inin Milli Marşı olarak kabul edilmiştir. Mehmet Akif Ersoy son günlerin de hasta yatağında yatarken kendisine İstiklal Marşı için “Acaba yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?” diye bir soru sorulmuştur. Mehmet Akif’in cevabı, bu marşın neyin destanı, neyin mahsulü olduğunu anlatacak bir vecizedir: “Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırtmasın” demiştir. O şiir artık benim değildir. O milletin malıdır. Allah bir daha bu memleketin, bu milletin istiklalini tehlikeye düşürmesin demiştir. Mehmet Akif bu sözler söyleyebilecek kadar büyük bir insandır. Mehmet Akif 27 Aralık 1936 doğduğu kentte İstanbul da yakalandığı siroz hastalığı sebebi ile gözlerini hayata yumdu. İstiklal Marşı yalnızca bir marş değil Türk Milleti’nin canı pahasına koruduğu kurtardığı vatanın yeniden doğuş öyküsüdür. Türk Milleti’nin kanı ile yazıldığı destandır. Akif yazdığı İstiklal Marş ile Kurtuluş Savaşını destanlaştırmış adeta taçlandırmıştır. Bu asil kalem yazdığı marştan sonra Türkiye Cumhuriyeti Devletinin milli şairi kabul edilmiştir. Ülkesini ve milletini bir kez daha onurlandırmıştır. Mehmet Akif’in yazdığı şiirin her kıtasında Kurtuluş Mücadelesinin zorluğunu azmini ve hırsını iliklerimize kadar hissedip o günkü ruhla yaşarız. Akif o ruhu her bedene geçirebilecek kadar usta aynı zamanda milliyetperver hürriyetçi vatan sevdalısı ve bağımsızlık tutkunudur. Hal böyleyken Mehmet Akif’in geleceğe bırakmış olduğu miras genç nesil, ecdadın verdiği mücadeleyi benimseyip aynı kararlılık ve mücadeleyle Atasının bıraktığı mirası koruyup kollayacak daima yüceltmek için çabalayacaktır. Mehmet Akif’in bıraktığı destanın şiirleşmiş halinin bir yenisinin tekrardan yazılmaması için daima hırsla azim ve tutkuyla sıkı sıkıya sarmalayıp düşmana bırakmayacaktır. İstiklal Marşımız da en güzel ifadesini bulunan ortak değerler ve amaçlar etrafında birleşerek asla boş durmayarak durmadan hangi alanda olursak olalım çalışıp daha iyi daha müreffeh bir gelecek için inanç ve umutla çalışmaya devam edeceğiz. Gençliğe düşen en büyük görev, mazi de gösterilen çabaların anlam ve öneminin bilincine vararak, Atalarımızın emaneti olan yurt topraklarına sahip çıkmak. Bin bir zorlukla bin bir mücadele ile kazanılıp kurulan bu Cumhuriyeti ilelebet yaşatmaktır. Kurtuluşumuzu ve kurtuluşumuzun geride bıraktığı destan ile özgürlüğümüzü hala 1921 deki ruhla yaşıyoruz. Türk Gençliği bu ruhu yaşatmayı bağımsızlığı atar damarı sayanların ant içtiği yeminle aynı şekilde ant içerek sürdürecektir. Başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere Kurtuluş Savaşı’nın tüm kahramanlarını ve Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun. Unutmadık Unutmayacağız. Melis KATILMIŞ Bozyazı 15 Temmuz Milli İrade Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Bu haber 2521 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |