anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 24  
»Bugün 2775  
»Toplam 14025494  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 3.129.45.92
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

NASIL OKUMALI (5)

Hüseyin DENİZ

11 Eyl?l 2012, 16:08

Hüseyin DENİZ

    NASIL OKUMALI (5)

KÖTÜ KİTAP YOKTUR, KÖTÜ OKUYUCU VARDIR: Bilenler bilir, bilgisayar programı 1 ve 2 rakamlarından oluşan yüz binlerce ilmikten (kombinezon) oluşur. İnsan zekâsı da öyle bir programla çalışmaktadır. Doğduğumuz andan itibaren beynimize atılan yüz binlerce ilmik bizim kişiliğimizi ve düşünme biçimimizi oluşturur. Bunlar bazen acı deneyimler, bazıları da görüp dinleyerek, okuyarak elde ettiğimiz birikimlerdir.

 

Bazı bilgileri sezgi veya yargı yoluyla edinsek bile bu bilgiler net olmaz. Tamamen bilinçli olması için bir yerde o bilgileri derli toplu biçimde okumamız veya dinlememiz gerekir.

 

Bir kitaptaki bütün bilgileri yalayıp yutmak mümkün değildir. Her bilgi bizim eski bilgilerimizin üstüne kurulur. Önceki bilgilerimizle yeni bilgileri karşılaştırır, gerekli değişiklikleri yaparız. Kafamızdaki bütün kalıpların kırılması için bazen bir cümle bile yeterlidir.

 

İyi bir beyin, kuşkucu bir beyindir. Gördüğü ve duyduğu her yeni şey, onun önceki düşüncelerini yeniden gözden geçirmesine, gerekli değişiklikleri ve düzeltmeleri yapmasına neden olur.

 

Okuduğu her şeyi hiç kuşku duymadan kabul eden kişiler de sağlıklı kişiler sayılmazlar. Yeni düşüncelere de bir gümrük uygulamak ve bir müddet zihinde demlendirdikten sonra mallanmak gerekir. Bilim tarihi bize mutlak doğruların bile bir zaman sonra değişebileceklerini göstermiştir.

 

Sosyal bilimlerde ise bilgiler yere, zamana, kişiye, duruma göre değişir. Her zaman olduğu gibi günümüzde de sayısız bilgi bize dini bir kelammış gibi telkin edilmektedir. Hâlbuki dini bilgilerde bile yoruma açık hususlar çoktur.

 

Kısaca söylemek gerekirse bize yönelen her kelam bir tekliftir: Biz ona inanıp inanmamakta, onları istediğimiz gibi değiştirmekte serbestiz.

 

SESLİ OKUMALAR: İster annesi babası tarafından okunsun isterse kendi okusun sesli okumalar çocukta dil zevkinin gelişmesi ve dilindeki yöresel ağız özelliklerinin törpülenmesi için çok yararlıdır. Dinleme alışkanlığının gelişmesi bakımından da yararı inkâr edilemez. Ama her metin sesli okumaya uygun değildir. Artistik metinlere ihtiyaç vardır. Sesli okumaya vakıf bir öğrencinin konuşmayı bir ezgi dinler gibi dinleyeceğini söyleyebiliriz. Dikkatle -en az görmüş kadar güçlü bir dikkatle- dinleyeceğini. Bizim çocukluğumuzda radyo tiyatroları vardı. “Bir Roman Bir Hikâye” gibi radyo programları vardı ve biz epey faydasını görürdük.

 

PERİYODİK OKUMA: İnsanın bütün organları kullanılmadığı zaman hantallaşır ve körelir. Bir elinizi bir ay boyunca bağlasanız, bıraktığınız zaman sözünüzü dinlemediğini fark edersiniz. Birkaç ay karanlıkta dursanız, gözleriniz ışıkta bile göremez. İnsan beyni de böyledir. Yeni şeyler düşünmekten ve öğrenmekten uzak kaldığı zaman hantallaşır. Bu yüzden ama az ama çok periyodik okumalar yapılmalıdır. Bu periyotları işiniz, meraklarınız, olanaklarınız ve boş zamanlarınız doğrultusunda kendiniz oluşturacaksınız. Günde beş dakika da olabilir, beş saat da. Sabah uyanınca da olabilir, akşam uyumadan önce de. İhmal etmeyin yeter.

 

FARKLI KANALLARDAN YARARLANMA: Sözlü iletişim yöntemi güncel, pratik ve sıcaktır. Yani ilgilendiğimiz konularla ilgili konferanslar ve tartışmalar izlemek, tartışmalara girişmek bilgilerimizin güncellenmesine katkı yapar. Eski bilgilerimiz yavaş yavaş ayıklanır veya değişime uğrar. Kişisel kültürümüzü kitabiliğin soğuk ve kuralcı yüzünden kurtarır. Daha esnek yapar.

 

Kitap kültürü ise bizim kültürümüze derinlik kazandırır. Ele aldığımız konuları daha geniş biçimde kavramamızı sağlar. Bu konuda ulusumuzun ve insanlığın bütün mirasına talip olmuş oluruz. Yani Osmanlıcı olup da Osmanlı ile ilgili birkaç kitap devirmemiş kişilerin sözleri “laf-ı güzaf”tır.

 

Bir konuda uluorta konuşan kişiyi susturmanın en kestirme yolu onun sözü edilen konuda kaç kitap okuduğunu sormaktır. “Ben falan yerde duydum” diyorsa zaten onun konuyu bilip bilmediği, ne kadar çarpıttığı da tartışılmaya değer. Yani dinlediğimiz kişiler yetkin kişiler, okuduğumuz kitaplar işin uzmanı tarafından yazılmış kitaplar olmalıdır.

 

BİLGİ KİRLİLİĞİNE DİKKAT: Bazı vatandaşlar bir yerde okuduklarına hemen inanıverirler. Hâlbuki günümüzde bilgi kirliliği iyice atmıştır. Bir konuda iyice araştırıp deneme yapılmadan bilgiler yayılmaktadır. Özellikle internet ortamında yalan yanlış bilgiler hem çok uzaklara gitmekte hem de çok kişiye ulaşmaktadır. Bu yolla edinilen bilgileri mutlak doğrularmış gibi algılamak yanlıştır. Ancak, “böyle bir düşünce de varmış” diye algılamak gerekir.

 

SOMSÖZ: ÇOK OKUMAK MARİFETTİR; VERİMLİ OKUMAK DAHA BÜYÜK MARİFETTİR. 

Hüseyin DENİZ

Bu haber 2062 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    Ramazan bayramına doğru09 Nisan 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir