anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 30  
»Bugün 1150  
»Toplam 13991740  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 3.239.15.34
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

YABANCI DİL ÖĞRETMENLERİMİZ...

Veli BİLİCİ

08 Eyl?l 2012, 19:11

Veli BİLİCİ

     YABANCI DİL ÖĞRETMENLERİMİZ...

Adana Milli Eğitim Müdürlüğü, Seyhan Borsa Lisesi, Yüreğir Sunar Nuri Çomu Lisesi, Adana Eğitim Gönüllüleri Derneği ve Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi ile Polonya’dan Urzad Gminy Miasta Proszowice (Proszowice Milli Eğitim Müdürlüğü), Cimnasjyom(Lise) ve Miejska Biblioteka Publiczna’nin(Kütüphane) yaklaşık iki yıldır ortaklaşa sürdürdüğü Hayat Boyu Öğrenme Programı çerçevesinde yürütüllen Comenius Alt Programı ile hazırlanan Comenius Bölgesel Ortaklık şeklinde 2010 yılında başlayıp 2 yılda tamamlanan okullarda “Şiddete Hayır” (Non-Violence Rulers ; Schools Without Violence) projesi çalışmalarının 21-25 Mayıs 2012 tarihleri arasında Polonya’da sürdürülen bölümünde; merkezi ve yerel yönetimlerin eğitim öğretimdeki fonksiyonları, okul yönetimi, okul öncesi eğitim, ilköğretim, orta öğretim ve yükseköğretim, okullarda şiddet, çevre bilinci ve şehircilik, kültürel ve sosyal etkinlikler, dini, tarihi ve kültürel değerler vb. konular hakkındaki bilgileri bizzat yerinde gezerek, görerek, yaşayarak inceleme ve öğrenme fırsatını yakaladım.

Bu konu ile ilgili teferruatlı bir tanıtım yazımı Adana Eğitim Gönüllüleri Derneğinin de görüş ve katkılarını da alarak ilerleyen günlerde sizlerle paylaşacağım. Benim burada hemen paylaşmak istediğim konu yabancı dil eğitimi, yabancı dil öğretimi ve de yabancı dil öğretmenleri ile ilgili olarak beyinlerimizde yer edinmiş olan; biz bu dil öğretimini neden çözemiyoruz? Sorusunun cevabını ararken hemen hepimiz öğreticileri, yabancı dil öğretmenlerini sorgulamışızdır.  Sorgularız da; Bir sorumlu lazım ya bize… Halen de bu düşüncelerle kendi içimizde cebelleşir dururuz.

 Bir yüksekokul ya da fakülte bitirene kadar tüm okullarımızda yabancı dil öğretimi verilmesine rağmen anadilimiz kadar olmasa da halimizi arz edecek kadar bir yabancı dili konuşamamaktayız hemen hemen hepimiz. Benim ortaokul öğrenciliğim yıllarında genellikle yabancı dil olarak Fransızca okutulurdu. O derse de branşında varsa Fransızca öğretmeni ya da diğer branşlardan Fransızca bilen bir başka öğretmen ya da okul müdürleri girerdi. Onlar Fransızca bilmiyorlarsa kaymakam ya da başka bir devlet dairesinden bilen bir yetkili girerdi. Ortaokul birinci sınıfta Fransızca dersimize okul müdürü Atıf Uygun girmişti. İkinci sınıfta ise biraz iyice İngilizce bilen İstanbul Üniversitesinden mezun coğrafya öğretmenimiz Celal Danışman’ın okulumuza atanması bir fırsat olarak değerlendirilmiş olmalı ki yabancı dilimiz İngilizce olarak devam etmişti. Bu iki dilde de öğrendiklerimiz; “Adın ne? Adım… Seni seviyorum…” benzeri cümlelerden öteye gidememişti.

Daha sonraki okullarda da İngilizce okumama rağmen devam ettiğim Ankara Gazi Üniversitesi bahçesindeydi o zamanlar Devlet Lisan Okulunda Almanca bölümüne kayıt edilmem sanki ortaokulda yaşadığım benzerlikleri çağrıştırıyordu bana…

Aradan 23 yıl gibi uzun bir zaman geçmesine rağmen değişen bir şey olmamıştı. Yabancı dil öğretiminde bugün ileri seviyelerde olunsaydı yardımcı doçent kadrolarına çakılıp kalır mıydı akademisyenlerimiz? Bunca yıllar benim de sorumlu olarak gördüğüm hep yabancı dil öğretmenleri olmuştu. Bunu itiraf etmem de bir sakınca görmüyorum. Bir ömür böyle geçti desem yerinde olur. Ta ki bu proje çalışmasına katılıncaya kadar da böyle düşünüyordum. Bundan sonra asla… Bazen yabancı dil öğretimi bir kültür emperyalizmi tezi olarak ileri sürülerek direnç göstermemiz gerektiği, yabancı dil derslerinin kaldırılması yönünde fikirler enjekte edilmeye çalışıldı dimağlarımıza yıllarca.

Öyle bahtsız bir programdı ki bazen ders saati sayıları azaltıldı yada artırıldı. Bir yabancı dilin iyi öğretilebilmesi için dil laboratuvarları kurulması cihetine gidildi okullarımızda, gidildi de ne oldu?.. Vesaire, vesaire… Sonuç ? Sonuç, yine yabancı dil öğretiminde fiyasko. Globalleşen dünyada bir yabancı dilin konuşulmasının önemli olmadığı artık ikinci üçüncü yabancı dili konuşabiliyorsanız siz dünyada her alanda varsınız, yoksa yoksunuz her alanda düşüncelerinin değer bulduğunu kim inkar edebilir? Kim bu düşünceye katılmıyorum diyebilir? Öyleyse geleceğe hazırladığımız ve geleceği emanet edeceğimiz çocuklarımızın/ gençlerimizin ilgi ve istidatları doğrultusunda aldığı diğer temel derslerin yanında yabancı dil dersinin de en iyi şekilde verilebilmesi-öğretilebilmesi için şimdiye kadar yapılmış olan araştırmaların iyi incelenip analiz edilmesi, bu alanda yeni üniversal araştırmaların yapılarak yabancı dil öğretimi ile ilgili stratejiler geliştirilmesi, tedbirlerin alınması kaçınılmazdır.

Benim burda bahsetmek istediğim yabancı dil öğretimi ile ilgili ahkam kesmek değil. Zaten yabancı dil öğretimi konusundaki bilgim de yoktur. Ne hikmetse Fransızcadan fiil çekimleri, İngilizceden kalıplaşmış birkaç cümle aklımda kalanlar da…

Yukarıda bahsettiğim ve yabancı dil eğitimi, yabancı dil öğretimi ve de yabancı dil öğretmenleri ile ilgili olarak beyinlerimizde yer edinmiş olan “biz bu dil öğretimini neden çözemiyoruz?” Sorusunun cevabının İngilizce öğretmenlerini sorgulayan bölümünden ya da düşüncesinden dolayı yanıldığımı gördüm. Şöyle ki; 21-25 Mayıs 2012 tarihleri arasında Polonya- Proszowice’de yürütülen LLP COMENIUS REGIO proje çalışmalarında proje ekibinde görevli Seyhan Borsa Lisesi İngilizce Öğretmeni Nazmiye Kalay ve Yüreğir Sunar Nuri Çomu Lisesi İngilizce Öğretmeni Yıldız Ciniviz’in akıcı ve anlaşılır bir şekilde kullandıkları İngilizceye hâkimiyetleri ve bire bir anında yaptıkları çevirileri görünce alanında iyi yetişmiş öğretmenleri görmenin mutluluğunu yaşadım. Onların öğrencilerinin ne kadar şanslı olduklarını düşündüm. Ön yargılarımı onlara açamadım. Ama İngilizcelerini nasıl geliştirdikleri üzerine birazcık sohbet ettik ki pratik, pratik, pratik... Yani uygulama, uygulama, uygulama…

Yabancı ülkelere gezilerle mahallinde bulunma, sık konuşma imkanını bulma, yabancı arkadaşlar edinme, televizyon ve film izleme, şarkı sözleri öğrenme, şarkı söyleme, konuşurken hata yaparım diye korkmama cesur olma, asla pes etmeme, her öğrendiğin yeni kelime-kavram ve kurduğun cümleden dolayı mutlu olmaya çalışma gibi… Konuştukta konuştuk .

Sayın Kalay’la Tüm yabancı dil öğretmenlerine ya da dil öğrenmek isteyenlere kısa ya da uzun süreli olarak öğrenilmek istenen dilin konuşulduğu mahallerde bulunma fırsatları verilmesi dil öğrenmeyi kolaylaştıracaktır, kalıcı ve işlevsel olacaktır. Hani bizde bir kurum binasına girişte bir masa ya da büro bulunur üzerinde “DANIŞMA” yazar, biz yine de oradaki yetkiyle gider danışırız ya… Bir yanlış anlaşılmaya fırsat vermemek için şu uygulama kelimesini, uygula, uygula, uygula olarak değiştirelim. Biraz da resmi programın dışına çıkmak gibi bir şey sezdim dil öğrenimlerinde.  Olsun varsın artık neticeye bakmak gerekiyor… Okullarda yabancı dil dersi programlarını uyguladıkta yabancı dil öğretiminde netice alabildik mi? Yabancı dil öğretiminde başarısızlığı öğretmene bağlamanın/yüklemenin doğru olmadığı unutulmamalıdır. Hem öğretmeni yetiştirirken onlara ne verdik? Onlara eğitimleri sürecinde nasıl, ne gibi fırsatlar sağladık ki?.. Sorularına makul bir cevap verememenin sorumluluğunun ülkemizin eğitimini planlayanların omuzlarında olmadığını kim inkâr edebilir?

Sonuç olarak; program hazırlamada görevli olanlara, Talim Terbiye Kurulu ve üniversitelere, iş düştüğünü, konuyu acilen masaya yatırarak çözüm üretilmesi gerektiğini haykırmamız gerekiyor işitebilmeleri için ilgililerin…Onca seneler geçti yabancı dil öğretimi işini başaramadık. Hoş sanki fizik, kimya, biyoloji, matematik... de başardık da…

 Zararın neresinden dönersek orası kardır fikri artık kalite yönetimlerinde ağızlara bile alınmıyor. Düzene çeki düzen verebilecek yöneticilere, umut ışıklarına ihtiyaç vardır. Güneşe doğru yürüyebilen eğitimcilere ihtiyaç vardır.

Veli BİLİCİ

veli.bilici@hotmail.com

Bu haber 2133 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    NE OLDUYSA BİZE, AZAR, AZAR OLDU26 Ocak 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir