anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 17  
»Bugün 1238  
»Toplam 13990364  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 3.80.211.101
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

ANAMURLU BİR AHŞAP OYMA SANATÇISI

Çınar ARIKAN

10 Mart 2021, 00:08

Çınar ARIKAN

REMZİ KORKMAZ –ANAMURLU BİR AHŞAP OYMA (YONTMA) SANATÇISI

 

Mersin’de evimdeydim. Akşam otururken cep telefonumun Watsaap hanesine bir mesaj geldi. Açtım baktım. Anamurlu Araştırmacı Yazar Öğretmen Nevzat ÇAĞLAR’dan iletilen bir fotoğraftı. Fotoğrafa baktım. Bir Yörük kızının fotoğrafıydı. Elinde iki eliyle tuttuğu bir bişşek vardı. Önünde Üçayaklı çadırıka bağlanmış bir ayran tuluğu. Kızın giydiği kıyafetlerde geleneksel Anamur Yöresi Yörük kızı kıyafetleriydi.

Bu sevdiğim, değer verdiğim, hakkında araştırma yaptığım önemli bir figürdü. Fotoğrafa bakınca bunun ahşaptan yapılmış olduğunu ve Nevzat Beyin bunun fotoğrafını çekerek bana gönderdiğini, ilgi sahama girdiği için gönderdiğini anlamıştım.

 

     

 

Nevzat ÇAĞLAR’ı aradım. Fotoğrafın hikâyesini sordum. Bana bunu Anamur’da çok değerli bir sanatçının yaptığını, kendisini ziyaret ettiğinde fotoğrafı çektiğini ve konuya olan ilgimden dolayı bana gönderdiğini söyledi.

Gerçekten de önemli bir çalışma idi. Bunu kimin yaptığını sordum. Bana Remzi KORKMAZ dedi. Ve sözlerine şöyle devam etti: “Remzi günlük işlere giden bir kişi. Evine bakmak için yevmiye işlerine gidiyor. Eve geldiğinde de bu ahşap oyma(yontu) işiyle uğraşıyor.” dedi. Anamur’a geldiğimde beni, bu kişi ile tanıştırmasını ve kendisiyle görüşmek istediğimi söyledim.

Aradan birkaç hafta geçti. Görevli olarak Aralık 2019’da Anamur’a geldim. Nevzat ÇAĞLAR Beyden Remzi KORKMAZ’la görüşmesini, ziyaret etmek istediğimi belirttim. Bir akşam Remzi işten döndüğünde onu ziyaret ettik.

REMZİ KORKMAZ’A ZİYARET

Evine gittiğimizde biz güler yüzle karşıladı. Evinin bir odasını kendisi atölye haline getirmiş ve bu ahşap yontu işine burada devam etmekteydi.

Nevzat ÇAĞLAR eşi Görsel Sanatlar Öğretmeni Necla ÇAĞLAR ve ben birlikte gitmiştik. Bizi direk atölyesine aldı. Her taraf yaptığı irili ufaklı ahşap aymalarla doluydu. Birbirinin arkasına kalmış eserleri de bize göstermek için arkadan alıp görünen bir yere koyuyordu.

Yoğun bir fotoğraf çekme işine giriştiğimiz bu 10 metrekareyi ancak bulan odadan ayrılmak istemiyorduk. Dönüp tekrar tekrar eserlere bakmak beni mest ediyordu.

 

 

REMZİ KORKMAZ KİMDİR?

1964 Yılında şimdilerde mahalle olan Anamur’un en uzak köylerinden biri olan Karağa köyünde doğmuş. Köyden 2000’li yıllarda şehre gelmiş. 35 yaşına kadar köyde kalmış. Şehre gelince Yıldırım Beyazıt Mahallesine yerleşmiş.

İlkokulu Karağa ilkokulunda okumuş. Başka da okul görmemiş. Köyde çiftçilik yaparak yaşıyorlarmış. Toprakta sebze meyve yetiştirme ve buğday ekmenin yanı sıra, hayvan yetiştirme ile uğraşmış. İlkokula giderken resim yapmaya meraklıymış. Öncelikle yaptığı sanatına kurşun kalem ile kâğıtlar üzerine insan figürleri çizerek başlamış. Ama fazlaca kâğıt ve kalem de bulamıyormuş.

Remzi KORKMAZ evli ve bir erkek çocuk babası. Bir de gelini var. Evlatlarını çok seviyor.

AHŞAP OYMA(YONTU) İŞİNE NASIL BAŞLAMIŞ?

Remzi KORKMAZ ile atölyeden çıkıp oturma odasına geçtiğimizde çay ikram etti. Çayları yudumlarken ilk sorum şu oldu:

-Ahşap yontma işine ne zaman başladın? Anlatmaya başladı:

- Karağa köyünde yaz günü buğday biçmeye ekin tarlasına gitmiştik. Öğle yemeğinde tavuk vardı. Ailemle birlikte öğle yemeğini yedik. Tavuk kemiklerini da bir ağacın dibine toplu olarak atmıştık. Az sonra tavuk kemiklerinin kokusunu alan bir tilki bizim tavuk kemiklerini attığımız ağacın altına geldi. Tavuk kemikleri ile kendisine bir ziyafet çekti. Ben de cebimden çakı bıçağımı çıkardım. Elimde bulunan orağın ahşap sapına gördüğüm bu tilkinin resmini bıçak ile oyarak yapmaya başladım. Tilkinin bu davranışını orağın sapına bıçakla kazıyıp yapmıştım. Bu bana bazı şeylerin hayalden hiç kâğıtla-kalemle uğraşmadan ahşap üzerine çizilerek ve oyularak da yapılabileceği yönünde bir fikir verdi. Artık kâğıt ve kalem olmadan da ahşaplar üzerine resimleri oyarak yapabileceğime kanaat getirdim ve çalışmalarıma bu şekilde başladım.

Karağa köyü Anamur’a en uzak köylerden biri. Gazipaşa sınırında bir dağ köyü. Remzi KORKMAZ’ın okula gittiği o yıllarda kelem ve kâğıda ulaşmanın zorluğu düşünüldüğünde kendine kestirme bir yok bulduğunu böyle anlatıyordu. Etrafta ağaç dolu olduğu için ahşabı elde etmek de daha kolay olmaktadır. Remzi’nin ahşapla olan serüveni işte böyle başlıyor.

ESERLERİNİ NASIL YAPIYOR?

KORKMAZ, oyma çalışmalarını yaparken aşırı seçici davranmıyor. Eline geçen tüm tahta dediğimiz ahşapları yapacağı resme göre tercih ediyor sadece.

. Ona ne yapabileceğine düşünüp karar veriyor. Hayalindeki bir konuyu karakalemle tahta üzerine genel hatları ile çizgiler şeklinde çiziyor. Daha sonra da onu oymaya başlayarak ulaşmak istediği derinliklere kadar ulaşıp, şekillendiriyor. Onun eserlerinin birçoğu bir kompozisyon oluşturmaktadır. Yörük göçleri, otlakta koyun-davarların çoban tarafından güdülmesi, yayık yayan kız ve eski çağlardan kalan mitolojik görüntüler ile hatırladığı tüm figürler.

Tabi çizim yapsa bile aklına gelen bir ayrıntıyı da sonrasında veya çalışma devam ederken tabloya işleyebiliyor. Böylece ilk tasarladığı kompozisyonun şeklini de çalışma sırasında değiştirebiliyor.

 Oyma tekniği hakkında herhangi bir kurs veya eğitime de devam etmemiş. Tamamen kendi yeteneği, çaba ve tecrübe ile kendini geliştirmiş. 

Bazen de çocukluğunda gördüğü olaylar, Yörük insanının yaşantısı, kendi yaşadıkları insanların kendisine anlattığı durumlar tablolarında dile geliyor. Ahşap onun elinde can bularak yepyeni bir şekle bürünüyor. Yeniden canlanıp ağaç olduğu gündeki değere kavuşuyor.

ESERLERİNİ HANGİ ALTLERLE HAZIRLIYOR?

Sert ahşaptan bir tokmak, keser, maket bıçağı,  birkaç tane iskarpela. Elektrikli hiçbir aracı ve aleti yok. Sadece ilk tahta hazırlanırken onun hızar ve planya denilen marangoz aletleri ile düzeltilmesi söz konusu.Eline aldığı iskarpelanın arkasına vura vura oymayı gerçekleştiriyor. Nakış nakış tahtayı şekillendiriyor. Eseri tamamladığında ve şekiller tam olarak ortaya çıktığında onu zivtle boyuyor. Kurumaya bırakıyor. Kuruduktan sonra her bir yerini sıfır zımpara ile silmek suretiyle eskitmesini yapıyor. Tablolarını doğal hali ile bırakıyor. Boya kullanmıyor. Vernik ve cam cila da kullanmıyor.

NELERDEN ETKİLENDİ?

Gazipaşa’da Adanda denilen bir mahalle var. Bu Adanda Roma döneminden kalma bir kaleden alıyormuş ismini. Dağların zirve noktasında olan bu eski antik Roma döneminden kalan kaleye ulaşmak için herhangi bir yolda mevcut değilmiş. Ama kaleyi görmeyi aklına koymuş.  Köyden yola çıkıp Gazipaşa’ya gitmiş. Oradan gidiş-geliş 6-7 saat kadar süren bir yürüyüş sonucunda kaleye ulaştım ve o kaleyi gezdim diyor Remzi KORKMAZ.

Tarihi bakımdan araştırıldığında Adanda Gazipaşa’da tarihi süreç içerisinde Lamus Kenti olarak biliniyor.

Lamus Kenti, Anatalya Gazipaşa ilçesinin 15 kilometre kuzeydoğusunda yer almaktadır. Aynı yerde bu adını bu tarihi kentten alan bir köy bulunmaktadır. Bu kent köyün kuzeyinde sarp bir dağın zirve noktasında yer almaktadır. Kent surlarla çevrilidir. Kentin giriş kapısı doğu taraftadır. Burada büyük bir kula yer almaktadır. Kentte birçok yapı daha göze çarpar. Bunlar: Doğal kayaya oyulmuş çeşme, Agora ve iki adet tapınaktır.

Eski Roma(Yunan) kent devletlerinde, genellikle yüksek tepe üzerinde bulunan, çevresi surla çevrili, içinde sarayın, önemli yapıların ve tapınakların yer aldığı iç kalelere akropol denilmektedir.

Adanna Kalesinde işte bu iç kalede blok taşların oyulması ile yapılmış yekpare lahitler bulunmakta ve bu lahitler de devrin sanatını yansıtması açısından, önemli kalıntılar arsındadır.

Bu kentin Geç Roma döneminde Lamotis olarak adlandırılan bölgenin başkenti olduğu da iddia edilmektedir. Bu kent Dağlık Klikya bölgesinin kültürünü ve sanatını en iyi şekilde yansıtmaktadır. Kentin en muhteşem dönemini Callianus adındaki kişi zamanında geçrdiği de kaynaklarda ileri sürülmüştür.

Korkmaz bu antik kentteki kalede; iç kalenin içindeki lahitlerde ve kale kapısının girişindeki taşların üzerine oyulmuş çeşitli figürleri görmüş. Aslan, kartal, insan başları, hayvanlar, şekilleri görüp incelemiş.  Roma sanatının taş üzerine yaptığı bu tür çalışmaları ahşap üzerine yapabileceğini de düşünmüş. Yukarıda da anlatıldığı gibi kendi yaşantısı da bu sanatını etkileyen ana unsurlar olmuş.

Köyde babaannesinin koyunlarını gütmeye dağa götürdüğünde Adanna kalesinde gördüğü Roma figürlerini tahtaya çakı bıçakları ile kazıyarak işlemiş. Daha sonra da bu tür figürleri yontma ile yapmaya başlamış.

 Korkmaz: “İnsanlar hep uykuda.  Zengin ve varlıklı kesim uykuda olan bu insanların gözünü bağlayıp, kulağını işitmez ediyor. Böylece onlar yukarıdan bakıyor, diğerlerini küçük görüyor. Bundan da büyük keyif alıyor. Ben bazı tablolarımda bu üst zümreyi de işledim.” diyor.

 

 

 

ÇALIŞMALAR VE SERGİLER

Remzi KORKMAZ bu oyma sanatını meraklısı olan bazı insanların evlerinin kapısında da yapmış. Bir yıl Anamur Otogar civarında bir evde Kemal ÇELİK adlı arkadaşı ile birlikte oyma kapı çalışması yapmış.

Tarsus’ta açılan bir karma sergiye katılmış.

Alanya’da sokak sergisine katılmış.

Anamur İskele’de yapılan etkinliklerde de eserlerini sergilemiş. Kitap okumayı, yorumlamayı çok seviyor.

 

 

  

 

 

SON SÖZLER

Korkmaz’ın en sevdiği iş resim çalışmaları, ahşap yontu işi.

Gelinini, oğlunu, çocukları da çok seviyor.

Onda kitap okumak ve okuduklarını da yorumlamak bir tutkuya dönüşmüş.

Remzi KORKMAZ’ın sanatıyla ilgili söylediği sözleri ile bitireyim yazımı:

“Bence sanat; bir düşünme ve anlatım şekli. Neyi düşünürsen onu yaşatırsın. Ben de düşündüklerimi ahşap oyma ile anlatıyor ve yaşatıyorum.”

 

 

 

“Sanat bu dünyanın en tatlı işidir. Ahşabı oymadan duramam.”

“Sanat konusunu konuşacak fazla insan bulamadığım için bazen bana hayat sıkıcı geliyor.”

Remzi KORKMAZ’a sanat çalışmalarında kolaylıklar ve başarılar diliyorum.

 

 

Çınar ARIKAN

 
            (*) Bu yazımız Mersin Şairler ve Yazarlar Derneği yayın Organı Maki Dergisinin 117. sayısının 25-26-27-28. sayfalarında yayımlanmıştır(Ç. A).     

Bu haber 1800 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    NE OLDUYSA BİZE, AZAR, AZAR OLDU26 Ocak 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir