2010-2015 Arasında Yeni Bir DÜNYA Kuruldu
Dijital bir dünya!
Kim kurdu?
Tek kelimeyle,
TEK-NOLOJİ!
Yalnız bu tek kelimenin içinde; bilgi birikimi, gelişme, değişim, tarih, strateji, üst-ün akıl, politika, hegemonya arzusu, iktisat-ticaret, zamanın ruhu, iki lafın birinde kullanmayı pek sevdiğiniz “süreç” var.
Bugünkü dünyanın, benim doğduğum dünya ile uzaktan-yakından alâkası olmadığı gibi, artık, bugünün dünyası on sene önceki dünya da değil!
Dijital dünyayı kurdular; küçültüp küçültüp avucumuzun içine koydular.
Devletlerarasındaki fizikî sınırlarda tel örgüler çekilirken hatta duvarlar yükseltilirken, avucumuzun içindeki dünyada, hiçbir sınır, hiçbir engel kalmadı.
Artık tamamen farklı bir dünyada yaşıyoruz. “Tek Devlet” gibi bişey: Dijital Dünya Devleti!
Peki, bu dijital dünya iyi mi, kötü mü, yararlı mı, zararlı mı, “fırsat” mı, “karmaşa” mı?
Bir önceki yazımızda bunun çok büyük bir yararından bahsettik: Dijital dünyanın ticaret ayağı, Türk insanına yaramış, Türkler için fırsat olmuş.
Tabii bu yeni dünyanın en önemli ayaklarından biri sosyal medya: Facebook, Twitter, WhatsApp, YouTube, İnstagram. Buralarda ne vaziyetteyiz?
Buralar da fırsat mı yaratıyor?
Yararlı mı yoksa zararlı mı?
Bütün sosyal medya ortamlarının çok büyük fırsatlar yarattığı inkâr edilemez.
Hele ilk göz ağrımız Facebook... Pek çok yeni ve harika insanla tanışmak, yıllardır izini kaybettiğimiz dost ve yakınlarımızı bulmak, ülkeden ve dünyadan haberler almak... Ürünlerimizi pazarlamak... Gruplarımızı, çalışmalarımızı dünyaya tanıtmak... Benim gibi, kimsenin tanımadığı “gönüllü dijital” bir yazara yüzlerce okuyucu kazandırmak! Bunlar hayal ötesi imkân ve fırsatlar!
Lâkin bunun bir bedeli yok mu?
Var tabii... Hem de ağır bir bedeli var: O dünyada kaybolmak!
Nasıl yani?
Bunu, soruların en önemlisini sorarak açmalıyız:
Akıllı telefon mu bizim avucumuzun içinde yoksa biz mi onun avucunun içindeyiz?
Cevabı bir sonraki yazıda…
İsmail Hakkı CENGİZ
hacengiz@gmail.com
Bu haber 645 defa okunmuştur.