 | |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
|
| |||||||||||||||||
Sponsor Alanı
Anamur SEDİR
Anamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELER
İmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor Alanı
Ziyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
SEDİR'İN GÖLGESİNDE
12 Eyl?l 2020, 23:59 SEDİR’İN GÖLGESİNDE Geçenlerde Anamur Sedir dergisine biraz yakından baktım. Derginin içine girdim, yazarların ele aldıkları konulara, okunma sayılarına ve yazıların niteliklerine yakından bir göz attım. Anamur benim memleketim. Orada yapılan bütün faaliyetler benim ilgi alanımdadır. Buna çıkan gazeteler, yazılan yazılar, konuşulan bütün konular dâhildir. Bu çerçevede Anamur Sedir dergisini de baştan beri yakından izliyorum. 2012 yılında yayın hayatına atılan derginin yazar listesinde 75 tane yazar adı saydım. Bu yazarların bazıları birkaç yazı yazıp bırakmışsa da çoğunluğu aktif olarak yazı yazmaya devam ediyor. Yazı yazmak, aynı zamanda okumak ve düşünmek demektir. Yazıyı yayınlamak ise bu düşünceleri tartışmaya açmak. İşte Sedir’de de hem Anamur merkezli olmak üzere güncel konulara, hem de kültürel konulara ilişkin yazılar, şiirler, çizimler var. Anamur deyip de geçmeyelim. Biraz kıyıda olsa da bu güzel kentimizde de insanlar okuyor, düşünüyor, tartışıyor, paylaşıyor. Biraz kıyıda olsa da bu kentimizde insanlar sıkıntılar çekiyor ve bunları birileri duysun istiyor. Bir arkadaşımızın dediği gibi Anamur hâlâ Türkiye’nin en çok muz yetiştiren, marka olmuş bir kenti. Ve turizmde, tarımda gelecekte de söz sahibi olacak. Böyle bir kentte düşünen insanların bir araya gelmesini ve düşüncelerini paylaşmasını bir nimet bellemek gerekir. Bir düşünün! Hastasınız ve çevrenizde hekimler hep hastalığınızı konuşuyor, hastalığınızı düşünüyor ve tartışıyor. Başkalarının da hasta olmaması için neler yapılabilir, bunu tartışıyorlar. Ben dergideki yazıların sayıları ve etkileri üzerinde uzun uzun görüş bildirmek istemiyorum. Yazı konusunda her zaman iki kere iki dört etmez. Bir yazıyı bir kişi okur ve hayatı değişir. Ve o bir tek kişi bir kentteki tüm insanların hayatına dokunur. Bugün dokunmaz, yarın dokunur. Bunu bir tohum gibi düşünüyorum ben. Bir tohumdan çıkan bir ağacın kimi çiçeğini sever, kimi meyvesini… Kimi de gölgesinde dinlenir, kimi de yapraklarını kaynatıp içer ve şifa bulur. Dergide yüzlerce yazı var. Okunma sayıları da gittikçe artıyor. Yani dergideki yazılar her gün binlerce kişiye dokunuyor. Merhum Hamdi Mert hocamızın “Bizi Yaşatanlar” adlı romanını 1975 yılında Nazilli Öğretmen Okulu kütüphanesinde bulmuş ve okumuştum. Daha sonra Ankara’da okurken yolumuz birçok kişi ile kesişti. Onların çoğu bugün devletin önemli yerlerinde. Buradaki yazılarda da bazı yazarlarımızın yolu birileriyle kesişiyor. Osman Erenalp hocamız 2017 yılı Şubatında yazdığı bir yazıda, Özbek İncebayraktar adlı bir şair arkadaşımızla yolarının kesiştiğini anlatıyor ve bu yazı 13 bin 829 kez okunuyor. Yani 14 bin kişiye dokunuyor. “Güle dokunan gül kokuyor.” Bu ne kadar güzel bir şey… Sanal yayıncılık birçok güzelliğin ve kolaylığın yanında bazı zayıf yanları da olan bir yayın tarzıdır. Yazıların her zaman el altında olması onun güçlü yanıdır. Sedir dergisinde yüzlerce yazı ve şiir sizin cebinizde. Bunların çoğu sizi anlatıyor, size anlatıyor. Dergi, söyleyecek sözü olan herkese açık. Gönül daha çok yazar tarafından yazılar yazılmasını, yazıların daha çok okunmasını ve tartışılmasını istiyor. Ama sekiz yaşındaki bir dergi için üretilen hizmetin kalitesi de ortadadır. Çünkü piyasa içi bomboş sanal dergilerle doludur. Bu çerçevede öncelikle dergiyi bugüne kadar büyük bir gayretle taşıyan Çınar Arıkan hocamıza, dergide yazılarını paylaşan arkadaşlara ve okuyucularına teşekkür etmek gerekir. Bu dergi ile Çınar hocam bir ağaç dikmiş oldu. Bu ağaç sekiz yaşını bitirdi. Kimimiz meyvesinden yararlanıyoruz, kimimiz gölgesine oturuyoruz. DUA: ÇİÇEĞİMİZ BOL, MEYVELERİMİZ TATLI, GÖLGEMİZ GÜR OLSUN! Yazımızı bir alıntı ile tamamlayalım: OKUYORUM AMA UNUTUYORUM DİYENLERE... “Kitap okuyorum ama karakterleri ve içeriği sürekli unutuyorum” diyen kişiler için bir paylaşımdır..." Bir defasında hocama dedim ki: “Bir kitap okudum ama zihnimde kitaptan hiçbir şey kalmadı.” Bana bir meyva hurma uzattı ve dedi ki: “Bunu ağzında çiğneyip ye.” Yedikten sonra sordu: ”Şimdi sen büyüdün mü? ” Hayır,” dedim. Dedi ki: “Büyümedin ama o hurma vücuduna dağıldı; et oldu, kemik oldu, sinir oldu, deri oldu, tırnak oldu, hücre oldu…” Anladım ki, okuduğum kitap da öyle dağılıyor... Bir kısmı kelime dağarcığını zenginleştiriyor. Bir kısmı bilgi ve irfanını artırıyor, bir kısmı ahlakını güzelleştiriyor, bir kısmı yazı ve konuşmada üslubuna incelik katıyor, bir kısmı hayata farklı bakmanı sağlıyor, bir kısmı içindeki sevgi-merhameti arttırıyor, bir kısmı özgüvenini arttırıyor, düşünmeni, sorgulamanı tetikliyor, olaylar karşısında nasıl davranman gerektiğini öğretiyor… Her ne kadar sen bunların farkında olmasan da kitap okumak bir şeye yaramaz, çünkü kitap okumak çok şeye yarar..! O kadar çok şeye yarar ki neye yaradığını söylemek imkansızdır. Tamam mı? “İyi dostlar, iyi kitaplar, bir de huzurlu bir vicdan. İşte ideal hayat...” - MARK TWAİN Hüseyin DENİZ Emekli Edebiyat Öğretmeni Anamursedir.com'un notu: Hüseyin DENİZ hocamızın "BULUTLAR, AH BULUTLAR " adlı siiri'd 5265 defa okunmuştur. Tebrik ediyoruz. Bu haber 15872 defa okunmuştur.
|
Sponsor Alanı
SANATIN İÇİNDEN ; Sponsor Alanı
|
|||||||||||||||
|
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |
|||||||||||||||||
.jpg)
.jpg)
