Terfi Alınmaz, Terfi Edilir
İsyanım, en başta Milliyet Gazetesi’nedir. Çünkü bu yanlışı en fazla orada görüyorum. Bu yanlışla haber başlığı bile var. 10 Temmuz 2016 tarihli bir haberin başlığı aynen şöyle: “İki amiral geçen yıl terfi almış”.
İlgili haber metinlerindeyse, hemen tamamında aynı yanlış yapılıyor.
Bu yanlışı ısrarla yapan bir de “duayen” gazeteci var: Hürriyet yazarı Sedat Ergin… Sağ olsun, “Ergenekon” süreciyle yakından ilgilendi, subay ve generaller hakkında çok yazdı ve her seferinde “terfi”ler söz konusu oldu. Hemen her seferinde de, “terfi alamadılar”, “şu yıl terfi almıştı” gibi, hep “terfi almak” yanlış tamlamasını kullandı.
Bu yanlışlığı, çeşitli yazılarımda çok ikaz ettim, düzeltmeye çok çalıştım. Fakat baktım ki yanlış devam ediyor; başlığa taşımak, hatta müstakil bir yazı yazmak şart oldu dedim.
Arkadaşlar, terfi alınmaz, TERFİ EDİLİR. “Terfi aldı”, “terfi almadı” diye kullanılmaz. “TERFİ ETTİ”, “TERFİ EDEMEDİ” diye kullanılır.
,
26 sene üniforma giydim. Hayatımız “terfi” kavramının etrafında döndü. Hiçbir askerin, komutanın “terfi aldı”, terfi alamadı” şeklinde bir kullanışına şahit olmadım.
Gazetelerde, televizyonlarda, “terfi aldı-almadı” şeklindeki, bu derece yaygın kullanımı görünce, acaba biz mi yanlış yapıyoruz diye imla kılavuzuna tekrar tekrar baktım… Hayır, doğrusu, “terfi etmek” şeklinde… İmla kılavuzunda, “terfi almak” diye bir kavram yok.
Böyle olduğu halde, yanlış kullanımda bu ısrar neden? Doğrusu varken, neden eğrisini kullanıyorsunuz?
Eli kalen tutan, iki satır yazan, hele çok okunan gazetede yazanların en hayatî kaygısı, dilimi, yani “Türkçeyi DOĞRU kullanıyor muyum?” sorusu olmalı değil midir? En küçük şüphede, imla kılavuzuna, Türkçe sözlüğe müracaat etmeleri gerekmez mi? Yanlış yazarak, onu kitlelere yaymak, güzel Türkçemizi bozmak ne büyük vebal, ne büyük günahtır?
Tekrar ediyorum, terfi alınmaz, terfi edilir.
Allah rızası için, şunun doğrusunu kullanın! Doğrusuna alışan kulaklarımızı, eğrisini kullanarak tırmalamayın. Beynimize, dimağımıza, ruhumuza eziyet etmeyin! Çin işkencesi etmeyin.
Çocuğun Şekeri Düştü
Akçay’ın bir tane çarşısı var. Ortalarından yukarı, terminal istikametine doğru, hanımla, yavaş yavaş yürüyoruz. Yanımızdan 7-8 kişilik bir grup geçiyor. Anneler ve çocukları…
9-10 yaşlarındaki çocuk, annesine, “baş ağrısı”ndan şikâyet ediyor.
Tesettürlü genç anne, oğluna, “sen” diyor, “bugün kola içmedin, abur-cubur da yemedin. Onun için şekerin düştü.”
Evet, kola ve abur-cubur mühim! İhmal etmemek lâzım. Yoksa çocuğunuzun şekeri düşer.
İsmail Hakkı CENGİZ
hacengiz@gmail.com
Bu haber 1573 defa okunmuştur.