anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 30  
»Bugün 472  
»Toplam 14020008  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 18.118.166.98
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR

İKİ ŞİİR/DESTAN VE MEHMET ÂKİF

Ali Rıza KİBRİT

22 Mart 2012, 18:12

Ali Rıza KİBRİT

Milletlerin tarihinde, o milletlerin duygularının tercümanı, söyleyemediklerini söyleyen sözcüleri vardır. Onlar şairlerdir, yazarlardır.

         Türk milletinin önemli sözcülerinden biri de M.Âkif Ersoy’dur. (1873-1936) Âkif, 19.yy ve 20.yy’ın ilk çeyreğinde yaşadığımız acıların,  hüzünlerin, kahramanlıkların şairidir. O, dosdoğru adam, eğilmeyen adam, inandığını yaşayan, “gelenin keyfi için geçmişime sövemem” deme cesaretini gösteren adamdır.

         Safahat’ı dolduran onlarca manzum hikâye ile 19. Asrın sonlarındaki sosyal ve ekonomik hayatımıza ışık tutarken, asıl kimliğini İstiklâl Marşı ve Çanakkale Şehitlerine isimli şiirleri/destanları ile ortaya koymuş, bu iki eserle öne çıkmış ve tanınmıştır.

         “Millî marşlar, milletlerin bayrakları gibidir.Bayrak bir milletin istiklâl alâmetidir.Millî marşlar da bu istiklâli terennüm ederler.”(1)

         724 şiir arasından lâyıkıyla sıyrılıp birinciliği hak eden “İstiklâl Marşı” kahraman ordumuza ithaf edilmiş ve orduya cesaret ve güven veren bir kelime ile başlamıştır:Korkma!

         İstiklâl Marşı;    “Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

                                      Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar?” mısraları ile vahşi Batı’ya meydan okuyan, Batı’nın zulmüne karşı koyma kararlılığını gösteren şiirdir.

         Marşın “Ben ezelden beridir hür yaşadım,hür yaşarım.” mısraı ile başlayan 3. Kıt’ası, Türk milletinin esaret kabul etmez ruhunun tercümanıdır. Bu kıt’ada Ergenekon’dan çıkış hadisesine de telmih yapar Âkif ve der ki: “Yırtarım dağları…”. Bu ifadeler, Türk’ün her türlü zorluğu aşmayı başardığını ve yine başaracağını vurgular.

         Demir dağları eriterek hürriyetine koşan bu milletin, Hristiyan Batı’nın ağına düşmeyeceğini kuvvetle  seslendirir.

         Aynı ruhu Mehmet Emin Yurdakul’da da görürüz. O da “Bende esir yaratmayan bir Tanrı’ya iman var.” mısraı ile Türk’ün esaret kabul etmezliğini Âkif’ten önce terennüm eder.

         İstiklâl Marşı’nın 5. kıt’asında, millete ümit ve cesaret verilir: “Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…/ Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın.”

         Bu sözler, canlarını ve mallarını kurtarmak için “İngiliz mandası mı, Fransız mandası mı ?” diyenlere de bir şamar olmuştur.

         Âkif’e göre, üzerinde yaşadığımız toprağın her karışında bu vatan için toprağa düşen bir şehidin kanı vardır. Onun içindir ki, vatan cennet kadar değerlidir. Başkalarına satılamaz, bırakılamaz.  (12 Mayıs 2011’de çıkarttıkları kanunla yabancılara mülk satışını serbest bırakanların, şehit kanlarıyla sulanan toprakları satanların kulakları çınlasın.)

         8. kıt’ada, şuurlu bir Müslümanın Allah’a yalvarışı vardır. Bu yalvarış; mabetlerimize gayrimüslimlerin dokunmaması, şehadetleri dinimizin temeli olan ezanların ebediyyen yurdumuzun üzerinde yankılanması adınadır.

         Bir kişinin Müslüman oluşunun temeli kelime-i şehadet (Eşhedü en lâ ilâhe illallah. Eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resuluhu) getirmesidir.Beş vakit ezan okunması da, günde beş defa bu toprakların islâm toprağı olduğunun beyanı ve haykırışı demektir ki,Âkif onun için ezanın susmaması adına Allah’a niyazdadır.

         “Dokuzuncu kıt’ada konuşan şehit’tir.Din uüruna savaşan asker, kendi öldükten sonra ezan seslerini işitirse, mezarından kalkarak, yarasından kanlar aka aka, her şeyden soyunmuş bir ruh gibi göklere yükselir ve başı arşa değer. İslâm dinine göre, şehitler doğrudan doğruya cennete giderler.Bundan dolayı, onlar din ve vatan uğrunda ölmekten korkmazlar.” (2)

         Onuncu ve son kıt’a “şanlı bayrak”a seslenir. İkinci kıt’ada “nazlı” olan bayrak, bu kıt’ada artık “şanlı”dır. Çünkü, korkusu gitmiş, kendine güveni gelmiştir.

         Bu kıt’a, ne bayrağın ne de milletin asla yok olmayacağı, daima hür ufuklarda dalgalanacağı ve koşacağı, Allah’a sonsuz bir inanç besleyen Türk milletinin daima bağımsız kalacağı düşünce ve arzusunun vurgulandığı kıt’adır.

         Başlıktan da anlaşılacağı üzere, bu yazıda, hem “İstiklâl Marşı”nın hem “Çanakkale Şehitlerine” şiirinin/ destanının taşıdığı manayı beraber vermeyi düşünmüştüm. Çünkü, her ikisi de aynı ruh halinin ürünleri idi. Ama Çanakkale Şehitlerine şiirinin/destanının tahliline geçmemin –yazıyı uzatacağı için- sizleri yorabileceği endişesini doğurdu şu anda.

         O konuyu bir sonraki yazıya bırakarak, “Allah bu millete bir daha istiklâl marşı yazdırmasın” derken, Âkif’in de ruhu şâd, mekânı cennet olsun dileğiyle sağlıkla kalın.

                                                                   Ali Rıza KİBRİT

(1) Mehmet Önder

(2) Prof.Dr.Mehmet Kaplan

Bu haber 2371 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
    Ramazan bayramına doğru09 Nisan 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Anamur Sedir