9 ŞUBAT İKİBİNYETMİŞİKİ, MEMLEKET MASALI


Açıklama:
Kategori: KÖŞE YAZILARI
Eklenme Tarihi: 09 ?ubat 2012
Geçerli Tarih: 29 Mart 2024, 17:33
Site: anamursedir-anamur dergi
URL: http://www.anamursedir.com/yazar.asp?yaziID=59


                  9 ŞUBAT İKİBİNYETMİŞİKİ, MEMLEKET MASALI

 

Sevgili torunlarım,

 

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, ayaklar baş-başlar ayak iken, memleketimiz de at izi, it izi, kurt izi birbirine karışmış, münafıklık zirve yapmış, ortalık toz duman olmuş, kokmadık yer kalmamış tuz bile kokmuş, babam gibi birkaç şaşkın(!) illaki  ‘memleketi bu pis kokulardan temizlemek lazım’ diyerek çırpınıp dururlarmış.

Eh; yavrularım, işte o zamanlarda babadan oğula geçmese de memlekette padişahlığa benzer haller varmış. Bundan tam altmış sene önceymiş. Memleketimizin feriştahı ‘dediğim dedik, çaldığım düdük’ dermiş, hani; bunu boşu boşuna da söylemezmiş. Memlekette dişe dokunur adam gözükmeyince borusunu hep o feriştah öttürürmüş. Arada, sırada bir, kendisine karşı çıkan bol maaşlı aykırı taifesi, söyleyecek fazla sözleri olmayınca ‘istemezük, istemezük’ derlermiş ama onun da pek fazla arkasını getirmezler, getiremezlermiş. Zannımca o zamanın feriştahı, şimdilerde pek de meşhur olmayan o devir zengini kefere düvelleri ne çalarsa onu oynarmış, aykırı taife de o’na uyarlarmış. Hariçten gazel okuyanlardan ise ne feriştah ne de aykırı taife hazzetmezmiş. Aykırı taife, herhalde ‘okyanus ötesinden’ pek çekinirmiş ki, üstü kapalı şöyle bir gürleyiverir sonra kenara pek çabuk çekilirmiş. Belki de en koyu evliyalar(!) o taraflarda oturduğu için günaha girmekten korkuyorlarmış. Feriştah da boş meydanda isterse oynar, isterse gürler, isterse de sövermiş.

Aykırı taifenin önde gelenleri de etraflarında pek öyle fazla akıllı adam durdurmazlarmış. Böyle olunca onlardan birisi de bir şey söylese, söylediği de ancak Feriştahın değirmenine su taşımaktan başka bir işe yaramazmış.

O zamanın feriştahının en önemli hasımları aynı bağdan birlikte beslendikleri eşkıya taifesiymiş. Gün gelmiş iyi geçinmişler, her diyarda sarmaş-dolaş olmuşlar; gün gelmiş dövüşmüşler. Bu durumlar da o zamanın zengin keferesinin buyruğuymuş. Gün gelmiş iş zıvanadan çıkmış. İki taraf öyle bir kavgaya tutuşmuş ki deme gitsin. Bir taraftan kavga etmişler, diğer taraftan da ne kadar kirli çamaşırları varsa mahalle kavgası kavlince dökmüşler ortalığa.

İşte o zaman ne olmuş biliyor musunuz yavrularım?

       Kokmaz denen tuz, kokmuş. Feriştahın saraylarında, köşklerinde, payitahtındaki hanelerinde ne kadar tuz varsa hepsi kokmuş. Eh; artık tuz da kokunca millet, ‘yetti be’ demiş demesine de aykırı taifenin aczinden on sene daha bu zulme katlanmak zorunda kalmışlar. Sonunda tuzu bile kokutan feriştahtan kurtulmuşlar ama zengin kıldığı haramzadeler şu gördüğünüz köşklerde saltanatlarını hala devam ettiriyorlar.

İşte yavrularım, memleketimiz böyle garip hallerden geçerek bu günleri görmüş.

Siz, bakmayın okullarınızın bu kadar gelişmiş, şehirlerin pırıl pırıl, doğanın tertemiz olduğuna O zamanlarda şimdiki gibi uzaya giden bilginlerimiz olacağını, dünyadaki her adaletsizliği bizim liderlerimizin önleyeceğini babamgilden oluşan birkaç şaşkın(!)dan başka ne söyleyen ne de inanan varmış. İyi ki de Onlar varmış; Allah Onlardan razı olsun.

 

Alperen MERSİN-Konya