| |||||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
KANLI 20 OCAK (YANVAR)Azerbaycanlı Şair Esmira GÜNEŞ Bakü'de 20 Ocak 1990 yılında yaşanan kanlı ölümleri ve acı olayları yazdı. KANLI OCAK (YANVAR) 20 Ocak tarihi kardeş Azerbaycan ülkesi için çok acı verici bir tarihtir. Her yıl Azerbaycan’da herkes "Kanlı Yanvar" gibi hatırladığı bu günü yas tutar, şehitleri anar, mezarlarını ziyaret eder. Ülkede her yer kırmızı karanfillere boyanır. Camilerde şehit namazları kılınır. Onlar için dualar edilir. Okullarda sahneler düzenlenir. Hemen hemen her yerde günün vahşeti anlatılır herkese. 1990 Yılının Ocak (Yanvar) ayının ondokuzunu yirmisine bağlayan gece saat 23:30’da kıyamet kopmuş Bakü’de. Geçmiş Sovyet askerleri hiçbir haber vermeden gelerek şehir sakinlerine katliam yapmıştır. 82 kişiyi amansızca katle yetirmiş, 20 kişiyi ağır şekilde yaralanmıştır. 30 yıldan bu yana hiç kimse bu olayı unutamamıştır. Silah seslerinden korkarak dışarı fırlayan çocuklar tankların paletleri altında kalarak ezilerek öldürülmüştür. Anneler çocuğunu, çocuklar evebeyinlerini kaybetmiş aynı gece. Hastanelerin ışığı bile kapatılmış yaralılara hiç kimse yardım edemesin diye. Bir-birini deli gibi seven İlham ve Ferize daha 3 aylık evliydiler o zaman. O korkunç gecede İlham göğsünden vurularak hayata gözlerini kapatırken, eşinin çocuk beklediğini de henüz yenice öğrenmişti. Ama kurşunlar bu kanlı Yanvarın(Ocağın) kurbanlarından birine çevrilmişti. Eşi bu acı habere dayanamadı. Hayat arkadaşının ölümünden üç gün sonra canına kıydı. Henüz doğmamış bebeklerini de alıp eşinin peşinden gitti. Özür dilerim gözyaşlarımda boğulduğum için yazımı sonlandırmakta zorluk çekiyorum. Çok dokunaklı değil mi? Benim ismim Esmira Güneş. Azerbaycanlı bir şairim. Her yıl bu felaketi hatırlamak çok zor geliyor bana. Bütün dünya Karabağ olaylarına susarken Azerbaycan kan ağlıyor. Daha ne kadar annenin gözleri yaşlı kalacak? Daha ne kadar yavrular öksüz büyüyecek? Yurtlarından göç edenler ne kadar boynu bükük sığıntılı yaşayacak? Yetmedi mi bu kadar zalimlik? Yetmedi mi bu kadar acı ve çile? Ben bu yazıyı gözyaşlarımla yazıyorum. Çünkü kalemimin mürekkebi kalbimin acısıdır. Ondan süzülen satırlarsa benim gözyaşlarımdır. Son olarak bir şiirimle tamamlamak isterim yazımı. Şehit oğlunun mezarında nini söyleyen bir annenin dilinden: ŞEHİT YAVRUM Aman susun ne olur, Susun yavrum uyuyor, Kesin şu gürültüyü, Anne nini deyiyor. Şehit yavrum nini sana, Doymadın mı sen uykudan. Uyan artık, kalk gidelim, Güzel oğlum hadi uyan. Bak çok üzdü uykun beni, Ne derin bir uykuymuş şu. Hadi uyan aslan yavrum, Gözlerimde kalmadı su. Kesin dedim gürültüyü, Silahları susturun siz. Benim yavrum uyuyorken, Siz nasıl bir kalpsizsiniz. Kalbim yanıyor Allah’ım, Ben yavrumu çok özledim. Hadi bana da bir uyku ver, Daha bitsin şu özlemim. Haber/Yorum: Esmira GÜNEŞ 20.01.2020 – Azerbaycan/Bakü Düzenleme: Çınar ARIKAN Bu haber 26010 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. Altyap?: MyDesign Haber Sistemi |